Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Edebiyat ve Psikoloji

Profil
"Ne olduğunu anlayamadığı bir şeylerin eksikliğini çektiği için keyifsiz olduğunu hissediyordu."
188 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
Yine bir duygusal dalgalanma , manik depresif , azıcık şizofrenik, azıcık da obsesif bir psikolojik sarmala sahip baş karakterimizle tanıştırıyor bizi Dosto'm. Ve elbette onun gözüyle baktığımız dünya ürkütücü, korkunç, insanlar ikiyüzlü ve aşağılık. Bir adamın 'öteki' yüzüyle tanışmasıyla, hayatının köküne dinamit koymuşcasına akli melekelerini kaybetmesi, şerazesinin kayması ve o yanına olan düşmanlığıyla hal ve hareketlerini kontrol edememesini konu alan kitabın beyaz perdeye de uyarlanmış hali mevcut. Düşünüyorum da acaba biz 'öteki' yanımızla tanışsaydık ne yapardık? İçimizle dışımız birbirine dost mu yoksa düşman mı olurdu? Yine bol sorgulamalı bir yapıt. 'Dostoyevski okuyalım, okutalım' diyorum ve susuyorum :))
Öteki
ÖtekiFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201922bin okunma
Reklam
“ İntihar ediyorum. Kendi kendimden nefretimin çerçevelediği ve çirkinleştirdiği bir dünyada yalnızım.”
Sayfa 373 - MeralKitabı okudu
"Bir insani sevmediğinizi onu dualarınızda unuttuğunuz zaman anlarsiniz..."
"Anneniz gülümsedigi sürece her sey yolundadır." 🌸
“Beklenmedik, hem de akla, mantığa şiddetle aykırı bir biçimde yolundan alıkonmuş bir insanın kendi basit inancından şüpheye düşmesi görülmemiş bir şey değildir. Böyle bir durumda insan, çok tuhaf da olsa, karşı tarafın haklı ve mantıklı olabileceğini düşünmeye başlar. Dolayısıyla, çevrede olayın dışında duran başka birileri varsa, kendi duralamış düşüncelerine destek vermeleri için onlara başvurur. "Hindi," dedim. "Ne diyorsun bu olana? Ben haklı değil miyim?" “
Reklam
..Çünkü sanat gerçekten yapılmasi çok da gerekli olmayan, ama asla yapılmadan da durulamayan bir şey.
Kaç yaşinda sevmeye ve kaç yaşında yalnizliğa hazırdir?
Ahlak
Ahlâklı kimse, şeytana uyduğunu anlar anlamaz, direnen ve kendini kurtaran kimsedir. Bir yandan günah işleyen, öte yandan pişmanlık duyduğu zaman ahlâksal kurallar ortaya koyan bir kimse işi kolayından alıyor demektir. Böyle bir kimse, ahlâk hayatının özünü, yani vazgeçişi gerçekleştirme- miş sayılmalıdır. Çünkü ahlâksal bir davranış her şey- den önce pratik bir insancıl değer taşımaktadır
Hayatın sükunetini bulmak içimizden başlar; içsel bir dünyada huzur ve mutluluğun kaynağı olan pozitif düşünce ve meditasyon pratiğini benimsemekte kararlı olun.
Reklam
Dostoyevski, son nefesine kadar, inanç ile tanrıtanimalık arasında bocalayıp durmuştu. Üstün zekâsı, inancın ortaya çıkardığı düşünce güçlüklerini görmezlikten gelememesine yol açmıştı. Dünya tarihindeki gelişmenin bireyde yeniden ortaya çıkması yoluyla, İsa ideali için de, kabahatlilikten kurtulup özgürlüğe kavuşmayı umud etti Hatta İsa benzeri bir yol oynayabilmek yetkisini kendinde bulmak için çektiği acıları kullanabileceğini bile düşündü. Genel olarak özgürlüğe kavuşamayıp bir gerici durumuna düştüyse, bunun nedenini, insanoğlunda çoğunlukla görülen ve din duygusuna temellik eden evlât kabahatliliğinin, Dostoyevski'de birey üstü bir dereceye varmasında ve yüce zekâsına rağmen aşılmaz bir şey olarak kalmasında aramak gerekir.
Duygularımız sayesinde, bilinen şeyleri yaşarız, oysa sezgilerimiz bilinmeyen ve gizli şeylere; özleri gereği gizli şeylere yönelir. Bilinçli hale gelecek olurlarsa kasıtlı olarak durdurulur ve gizletilirler; bundan ötürü, eski çağlardan beri esrarlı, tehlikeli ve aldatıcı olarak görülmüşlerdir.
Her insan, hemcinsinin kabahatliliğine katılmalıdır! Bu kuralın ne kadar derinlere indiğini ve hayatın asıl gerçekleri ile nasıl içten içe bağlantılı olduğunu bugün, her zamankinden daha iyi biliyoruz. Bu kuralı inkâr edebiliriz ama her seferinde o bizi yalancı çıkarır
Suçluluk
Bir suçluda (mücrimde) iki temel ruhsal özellik görüyoruz. Bunlardan biri sınırsız bencillik öteki güçlü bir yıkma isteğidir. Bu iki özelliğin ortaklaşa yanı olan ve her ikisinin de dile gelmesi için gerekli bulunan başka bir özellik de sevgi yokluğu ve insancıl nesneler karşısında duygulanmayış halidir
Oediupus Kompleksi/Baba Paradoksu
Bir oğulun babasına karşı olan durumu bizim dilimizle söyleyecek olursak «iki değerli» dir. Yani, babasını düşman gibi gören çocuk ondan nefret ederek ölümünü arzular- ken, ona karşı belli bir ölçüye kadar sevgi de duymaktadır. Bu iki ruhsal davranış, oğulun kendisini babasyla özdeşleştirmesine yol açar. Yani oğul, babasına hayranlık duyduğu için onun yerinde olmak ister ama yine bu yüzden onu ortadan kaldırmak ta ister.
92 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.