*
Dünya peşinde koşan a yazıklar olsun ,
kalıcı değildir o !
Durmadan değişmesi ile rüyayı andırır.
Onun arısı Bulanık , sevinci zarar .
Güveni aldatıcı , aydınlığı karanlıktır .
Gençliği yaşlılık , sağlığı hastalık .
Lezzeti pişmanlık , buluşu yokluktur .
Sahibi sıkıntıdan başına alamaz .
İrem'de bulunanlara Malik olsa bile
Onu boş ver , sakın parlaklığına meyletme.
Ebû Zer Ğifarî ( r.a )
... Allah Resûlü'nün karşısına oturuyor, imâna dair sözleri ondan duyuyor ve şehâdet cümlesini söyleyerek orada imânını ikrar ediyor. İman eder etmez:
~ Şimdi benim üzerime ne var ? Sorumluluğum nedir ? diye soruyor.
- İman ve eylem, imân ve hareket, imân ve amel arasındaki ilişkiyi ortaya koyuyor.
Sayfa 158 - Aklıma " İman ettim demekle kurtulacaklarını mı sanırlar ? " âyeti geldi.Kitabı okudu
" De ki: ' Ey Yahûdiler! Eğer insanlar arasında yalnız kendinizin, Allah'ın dostları olduğunuzu idda ediyorsanız, haydi ölümü temenni edin, eğer davanızda doğru iseniz. ' Halbuki ellerinin (işleyip) öne sürdüğü günahlar yüzünden onu ebediyyen temenni edemezler. Allah zâlimleri bilir. "
Sayfa 554 - Cuma Sûresi 6 - 7. ÂyetlerKitabı okudu
İnandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız..
HZ. ÖMER (R. A.)
"Kimileri,sevdi delicesine... Kimileri ,kin bağladı ölürcesine..."
Sayfa 13 - Timaş
Edebiyat adı altında, Allah'ın vermiş olduğu akılla, sırf öne çıkacağız diye, inançtan uzak bir dille, şirk sözlerle ifade ettiğiniz hiç bir cümle, içinde duygu barındırsa bile etkilemiyor.
Aklı selim olanlar, o sözlere her denk geldiklerinde ne kastediyor diye okumayı ikiletiyor..
Bir bakıyor ki İslâmın canına kasıt var hemen takipten çıkıyor!
❗Asıl Mü'minler, ve mü'mineler kimliğini cebinde değil, yüreğinde, göğsünde taşıyanlardır.
خ ف ز ي
Kâmil bir iman, "eylemlere "dönüşür.
○Gün içerisinde hiç değilse bir tek şeyi Allah için yapmış olmak iman alameti olarak yeter insana, ancak imanın kemâlâtına talip olan kişi attığı adımdan, aldığı nefese kadar gününü dolduran her bir şeyi Allah için yapmaya memurdur.
○Rabbimiz bizi ahirete uzanan
dünya yolculuğuna çıkarmadan önce hakikate ulaşmabilme kapasitesini bilincimize yerleştirmiştir. Tabiri caizse yola çıkmadan önce bir kılavuz vermiştir elimize.
○Bu kılavuzun adı "fıtrat" tır.
¶¶
Kafirler istemese de, Allah, nurunu tamamlayacaktır.
¶¶
Sayfa 243Kitabı okudu
Çünkü geç kalırsa ölebilir
°
Elə bu gün gərək tövbə edəsən, bu saat , bu dəqiqə. İnsan səhvən zərərli dərman içsə , o dəqiqə onu xəstəxanaya aparırlar . Çünki geciksə , ölə bilər..
Ayətullah Fatiminiya ( r )
¶¶ Bugün, bu saat, bu dakika tövbe etmelisin. Bir kişi yanlışlıkla zararlı ilaçlar içerse, onu hastaneye götürürler. Çünkü geç kalırsa ölebilir. ¶¶
Takva/ Allah' a karşı sorumluluk bilinci ile hareket etmektir.
○Takva giysisini giymek, zihnimizi ahlak, erdem ve Allah'a itaat bilinciyle kuşatmak demektir.
Allah sabredenlerle beraberdir...
¶¶
Henüz büyük bir inkılabın içinde bulunan ve hiçbir hazırlığı olmayan islami İran , sırf islâmi niteliğinden dolayı dünya siyonizminin hışmına uğramış , derhal ortadan kaldırılması için müstekbirler tarafından gerekli bütün girişimler başlatılmıştı.
İran bir oldu bittiyle karşı karşıyaydı şimdi ; önünde sa dece 2 yol vardı: Ya bu eşitsiz savaşta diren meye karar verip bütün olumsuz şartlara ve hiç de ümit verici görünmeyen bir yarına yürüyecek , ya da Amerika'nın isteklerine boyun eğip ona teslim olacak ve Saddam'ın elinden kendisini kurtarması için Amerika ve ona bağlı uluslararası kuruluşlara yalvarıp teslim bayrağı çekecekti ki bu da islam ve inkılabdan tamamen vazgeçmek , bütün islâmî inanç ve ilkeleri ayaklar altına almak demekti. Ne var ki bütün bu zorluklar, İmam Humeyni'yi , islamı müdafaa kararlılığından vazgeçiremeyecek kadar küçüktü. Zira o " Nice az bir topluluğun , kendilerinden çok daha fazla o lan bir topluluğa Allah'ın izniyle galip gelmiş olduğuna ve Allah'ın , sabredenlerle beraber ol duğuna iman edenlerdendi...
Sayfa 248Kitabı okudu
İmanın Üstünlüğü
°
Ne zorbanın gücü önünde, ne sosyal gelenek önünde, ne batıl kanun önünde ve ne de imanca bir dayanağı olmadığı halde insanlarca onaylanan bir fiili durum önünde boyun eğmeyen, pabuç kaptırmayan bir üstünlük duygusu.
Sayfa 110Kitabı okudu
