"Fanteziler gerçek dışı olmak zorundadırlar. Çünkü istediğiniz şeyi elde ettiğiniz zaman artık onu istememeye başlarsınız. İsteğin devam edebilmesi için nesnenin sürekli eksik olması gerekir. İstediğiniz şey 'o' değildir, 'o' nun fantezisidir."
"Fantezilerin itici gücü tatmin edilmemiş isteklerdir ve her bir fantezi bir dileğin yerine getirilmesi, tatmin etmeyen gerçekliğin düzeltilmesidir. Bu motive edici dilekler fantezi kuran kişinin cinsiyetine, karakterine ve koşullarına göre değişir fakat onlar doğal olarak iki ana gruba ayrılır. Onlar ya öznenin kişiliğini yücelten büyük isteklerdir ya da erotik arzulardır. Genç kadınlarda neredeyse yalnızca erotik arzular ağır basar çünkü onların hırsları genellikle erotik eğilimler içerir."
Adeline'in Peşinde kitabı tüm keşfetimi ele geçirdiği için okumak benim için farz olmuştu ve beklentim çok çok yüksekti. Sosyal medyadaki algı o kadar büyüktü ki kitabı okumak için çok heyecanlıydım, kitabı beğenmeye çok hazırdım.
Dark romance seven birisi olarak silah sahnesine kadar kitabı büyük bir zevkle okudum hatta kitabın favorilerime gireceğini düşünmüştüm ta ki o malum silah sahnesine kadar...
Yazarın nasıl bir kafayla o smut sahnelerini yazdığını anlamıyorum çünkü hiçbir smut sahnesi güzel değildi, hepsi beni iğrendirdi. Tecavüz asla kabul edilebilir bir şey değil. Ayrıca kız karakterimizin erkek karakter onu tecavüz ettikten sonra -bu birkaç defa yaşanıyor.- içten içe hoşuna gitmesi ve ona aşık olması gerçekten normal değil.
Erkek karakter olan Zade ise pedofililerden nefret edip, çocuklara tecavüz edenlerden nefret edip, bir kadını tecavüz eden birisi. Yani çocuklar tecavüz edilemez ama kadın yetişkin ise tecavüz edilebilir mi?
Özetleyecek olursam gerçekten güzel olan bir kurgu, "dark romance" adı altında sapıtılmış ve harcanmış. Özellikle o kemerli sahnede midem bulandı. Kitabı kimseye önermiyorum. Sadece sonu güzel yerde bittiği için 2.kitabı meraktan okuyacağım.
Şimdi bu tuhaf bir şeydir, ama yaşanması iyi olan şeylerle geçirilen güzel şeyler çabucak anlatılır ve dinlenmesi pek keyifli değildir; öte yandan rahatsız, yürek oynatan, hatta dehşet verici şeylerden iyi bir hikaye çıkabilir, her halükarda anlatılmaları uzun sürer.
Bu şey yutar tüm şeyleri:
Kuşları, hayvanları, ağaçları, çiçekleri;
Kemirir demiri, ısırır çeliği;
Un ufak eder sert taşları;
Öldürür kralları, harap eder kasabaları,
Ve yerle bir eder yüce dağları.