f

Felsefe ve Din

2 üye
Nasıl ki, gülümseme yüzün zekatıdır. Onu arıtır, ışıtır çünkü.
Tanrı düşünmek suretiyle Varlığını sürdürüyorsa, insanın varoluşunun kanıtı da 'benin' düşünüyor olmasıdır.
Reklam
Ancak Aristoteles, kendi kendini düşünen Düşünce'nin, mutlak varlık olduğunu ileri sürerken, onun saf bir Fiil, sonsuz bir güç kaynağı olduğunu düşünüyordu. Onun Tanrısı, saf fiil olması bakımından öyleydi; fakat o, varoluş mecrasında yer almayıp, bilgi mecrasında bir saf fiildi, saf düşünceyidi.
Aslında sadece tek bir Hıristiyan vardı ve o da çarmıhta ölmüştü, "İncil'ler" çarmıhta ölmüştü. Bu andan itibaren "İncil'ler" adını alan her şey, onun yaşadıklarının tezatı olan her şeydi zaten: "uğursuz bir ileti", bir Dysangelium.* (Kötü haber)*
Rewşa averêtiyê
De ka were van merivên ku di xwartirîn dereceya ehmeqti û cehaletê de, lê xwe aqilmendtirîn zend dike, bibîne. Û zanibe ka delalet, çiqas mirovî digêre hetikî û zelîl û echel, û îbretê jê bistîne.
Sayfa 238 - Zehra
Hayat??
Hiristiyanın biri bir yahudi ile münakaşa ederken karşısındakinin saçma sapan sözleri cevap olarak Yahudi'nin kel kafasına "şak" bir tokat yerleştir sonra sorar: " sesin çıkmasına neden olan şey senin kafan mıdır yoksa benim elim midir?" Zamanımız da, din konusunda da böyle çözümemiş bir sorun kisvesine büründü." Hayat maddi olmayan esir mi, yoksa maddenin özel bir biçimindeki titreşiminden mi kaynaklanıyor?" sorusu eski çağlardan beri tartışılıp duruyor. bu tartışmanın sona ermemesinin nedeni mahkemede asıl maksadın göz önünde bulundurulmaması hatta hayat kelimesi işitince bundan herkesçe bilinen hayat anlaşılmayıp hemen " hayatın kaynağı ve kaynaklanma şekli nedir?" soruları hatıra gelmektedir.
Reklam
275 öğeden 261 ile 270 arasındakiler gösteriliyor.