çok serindir beyoğlu
mayısın son günleri
sıfırdört yılı bir filme başlamanın heyecanı
ilk kez kendi senaryom
oğlum mert’in ilk yönetmenliği
ilk filmini çekiyor yirmidört yaşında
bütün ortaoyuncular el veriyoruz ona
yolun açık olsun oğlum
çok güzel olacak ilk filmin
filmin ismi pardon
ayvalık’ta sabahın üçü
denize sıfır cunda oteli
oda servis özürlü
hilton’dan pahalı
daracık odası
bu kadar fahiş olmaz ki
dalga fışırtısı
artık ada değil cunda
asfalt ile lehimlendi ayvalık’a
temmuzun ikisi düğümleniyor üçüne
kör topal gidiyor turne
ferhangi şeyler yirmialtıncı sene
bindokuzyüzaltmılbeşinci oyun
oynamaktan yoruldum
artık oturup yazmam istiyorum
yüzyıl sürmeyecek ömrüm
Fırçam ve renk renk boyalarım var. Alev alev dolanıyor içimi çizme isteği. Aslolan çizmek değil, özlem. Bir yol çiziyorum, giderek daralan, perspektif bildiğimden değil, gözlem. Yollar uzakta daralıyor, bunu otobüs yolculuklarından biliyorum. Bir kız çiziyorum yolun başına, eline bir çanta veriyorum, okula gitsin, okusun hasbam. Uzun uzun saçlar çiziyorum, işi ne, taransın yosmam. Sonra resme bakıp basıyorum şarabı bardağın gözüne, bardağın gözünün tam neresi olduğunu çok iyi bilemeyerek. Seviyoruz ya, içmek gerekli. Kız çıkıp gidiyor resim kağıdından. Fırçalarımı kırıyorum, boyalarımı atıyorum gayya kuyularına. İçimdeki çizme isteğini bir ressama ciro edip basıyorum şarabı bardağın gözüne… Bardağın gözü olmaz. Çekmece mi bu? Çekmecenin gözünün de bir şey gördüğü söylenemez. Kendin yarat derleri, kendin üzül, delikanlı bir felsefe.
"Çok faşist bir yağmur yağıyor. Sanırım bir kocaman şemsiyenin altında toplanma zamanı!" demiştin. Yağmur şiddetle artarak yağmaya devam ediyor abi!
Daima halkçı, yurtsever, ilkeli ve onurlu bir sanatçı oldun. Kendimi tiyatro sahnesinde bulmuşsam, sahneden çekildikten sonra tiyatro emekçileri için mücadele etme bilincine erişmişsem sebebi sensin!
Huzurla uyu abi. Tabii bu mümkünse...
Çocukluğum senin Halep pasajın o güzel orta oyuncular tiyatro sahnesinde geçti . Güzel sözlerinle tamamlıyorum Ferhan Amca ;
"Günü geldi, uçtu gitti gökyüzüne. Kavuklu fotoğrafı asılı durur Ses 1885’te. Bir gün ben de uçup geleceğim gökyüzüne. Buluşuruz gökyüzünde neşeli bir meyhanede.”
#ferhanşensoy
Tatil zaten biraz da, kimsenin bizi tanımaması, bizim kimseyi tanımamamız. Tanışıklıklar engel oluyor insanın dinlenmesine. Hiç tanıdığın yoksa, her zaman tatildesin demektir. Ancak, bu hiç kimseyi tanımamak mertebesine kolay ulaşılamıyor.