Çocuklar doğuştan gelen eğilimlere sahip değildir. Neye dönüşecekleri, içinde yetiştikleri çevreye, ebeveynlerinin ve hayatlarındaki diğer önemli bireylerin onlara nasıl davrandıklarına bağlıdır.
Genel olarak bebekler, ağırlıklarının her poundu için günde yaklaşık 50 kalori (çevirenin notu: kilogram başına yaklaşık 111 kaloriye karşılık gel mektedir) tüketmelidir, bu yetişkinler için önerilen kalori alımının iki katıdır.
Gerçekte bebek kendi bedeniyle, kendi hareketleriyle ve bu edimlerin sonuçlarıyla önemli ölçüde ilgilenmeye başlar. Psikanaliz bu duygusal yetinin birincil evresine 'narsisizm' adını veriyor, ama bunun Narcisse'in kendisi olmadan, diğer bir deyişle, kişinin kendi bilinci olmadan narsisizm olduğunu iyi anlamak gerekir.
Duyu-hareket dönemin sonunda, nesneler artık hem bireyin kendisinde ayrı hem
de sürekli olmaya başlar. Nesne sürekliliği, nesnelerin görülmedikleri, duyulmadıkları ya da dokunulmadıkları zaman bile var olmaya devam ettikleri anlayışıdır. Piaget'ye
göre nesne sürekliliği duygusunun gelişmesi bebeğin en önemli kazanımlarından biridir.
Sosyal bilişsel kuramcılar, insanların, başkalarını gözlemleyerek oldukça geniş bir yelpazede davranışlar, düşünceler ve duygular kazandıklarını ve bu gözlemlerin yaşam boyu gelişimin önemli bir kısmını oluşturduğunu vurgulamaktadırlar.