Göç, derininin soyulması gibidir. Bir yıkım. Her sabah uyandığınızda nerede olduğunuzu, kim olduğunuzu unutursunuz ve dış dünyada kendi yansımanızı çirkin ve biçimsiz bir şey olarak görürsünüz; küçümsenen, istenmeyen bir yaratığa dönüşürsünüz.
Göçmen işçiler biletlerini hep aylar öncesinden alıyor. Ucuzluğundan değil. Ona baktıkça umutları tazeleniyor. Dönüş hayalini avuçlarının içinde tutuyor olmak onlara mutluluk veriyor.
Sanki hayatlarında bu tren yolculuğundan öncesi hiç olmamış, bir evleri, aileleri, memleketleri, hiç yokmuş gibi.Âdem’le Havva’dan çok daha önce yola çıkmış da o günden beri yeryüzünü dolaşıp duruyorlar.