Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
Eski zamanın soylu duygularının çok uzağındayız artık. İhtiyaçlardan çok ihtirasların peşinde koşuyoruz.
Kazandığı halde daha fazla kazanmak isteyen insanı ayıplamıyorum. Adam Smith’in de söylediği gibi “insan açgözlüdür”
Reklam
Parça dururken bütünü, dünkü dururken bugünkünü tüketmek, gıdada, israfa yol açmaktır.
“Lenin ‘kapitalist sistemi tahrip etmenin en iyi yolu paranın değerini düşürmektir’ derken kesinlikle haklıydı. Toplumun mevcut yapısını alt üst etmenin, paranın değerini düşürmekten daha ince, daha emin yolu yoktur.”
John Maynard Keynes
John Maynard Keynes
Kore, 1960'lar ve 1970'lerdeki ekonomik kalkınma hamlesinin ilk günlerinde, uygulamalı uğraşlara karşı olan eski Konfüçyüsçü kültürel önyargılar nedeniyle gençlerin bilim ve mühendislik gibi meslekleri üstlenme konusunda isteksiz olduğunu gördü. Buna karşılık, Kore hükümeti kasıtlı olarak beşeri ve sosyal bilimler bölümlerindeki kontenjanları ve bu bölümlerin finansmanını kısıtlayarak bilim ve mühendislik mezunlarının en iyilerinin büyük ölçüde kısaltılmış askerlik hizmeti yapmalarına olanak sağladı. Tabii bu mezunların gireceği uygun işler olmasaydı daha fazla gencin bilim ve mühendislik alanlarından mezun olması ve diğer birçok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi bir sürü yüksek eğitimli işsiz demek olacaktı. Bundan kaçınmak için Kore hükümeti kamu politikası müdahalesi yoluyla sanayileşmeyi teşvik etti ve böylece bilim ve mühendislik mezunu bu gençlerin mezun olduktan sonra girebilicekleri iyi maaşlı ve entelektüel olarak tatmin edici işler yarattı.
Sayfa 11 - DomingoKitabı okudu
Daha fazla gelir eşitsizliği veya daha az işçi hakları, yalnızca güçlüler ile altlarındakiler arasındaki çatışmayı artırmakla kalmaz, aynı zamanda pastanın kendilerine düşen dilimi küçüldüğü için birbirleriyle mücadele etmek zorunda kalan daha az ayrıcalıklı kesim arasında da çatışmalara sebep olur. İktisat bu şekilde anlaşıldığında bizi -gelir, iş ve emekli maaşları gibi- dar bir şekilde tanımladığına nazaran çok daha temel şekillerde etkilediği görülür.
Sayfa 25 - DomingoKitabı okudu
Reklam
İktisat az malı çoğaltır, israf ise çok malı azaltır. * Hz. Ali (r.a)
“Meta fiyatlarını ücretin belirlediği” dogması, en soyut şekliyle ifade edildiğinde, “değeri değerin belirlediği” anlamına gelir ve bu totoloji, değer hakkında aslında hiçbir şey bilmediğimizi anlatır. Bu öncül kabul edildiğinde, siyasal iktisadın genel yasaları hakkındaki her tür akıl yürütme boş konuşmaya dönüşür.
Sayfa 41 - Ücretler ve FiyatlarKitabı okudu
Metaları değerler olarak ele aldığımızda, onları, sadece, gerçekleşmiş, sabitlenmiş ya da dilerseniz kristalleşmiş toplumsal emek olmaları açısından ele almış oluruz.
Sayfa 44 - Değer ve EmekKitabı okudu
Tüm metaların ortak toplumsal tözü nedir? Emektir.
Sayfa 44 - Değer ve EmekKitabı okudu
Reklam
Hayat her zaman net, hiçbir belirsizliğe izin vermeyecek doğru cevabı sayfanın sonunda görebileceğiniz bir matematik problemi değildir. Hayatın bu denli basit olduğunu düşünmek tamamen bir yanılsamadır
Ücret sistemi geçerli olduğunda, karşılığı ödenmemiş emek bile karşılığı ödenmiş emek gibi görünür.
Sayfa 61 - Emeğin DeğeriKitabı okudu
“İktisat, kıt kaynakların insanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere verimli kullanımını sağlamaya çalışan bilim dalıdır. ‘Ekonomi’ de deriz.”
Doğrudan doğruya kendi kullanımı için, bizzat tüketmek için bir nesne üreten bir kişi, bir ürün yaratmış olur, ama bir meta yaratmış olmaz. Kendi kendisini geçindiren bir üretici olarak toplumla herhangi bir ilişkisi bulunmaz. Buna karşılık bir meta üretmek için, bu kişinin herhangi bir toplumsal gereksinimi gideren bir nesne üretmesi yetmez; onun emeği, toplum tarafından harcanan toplam emek tutarının bir bileşeni ve parçası olmak zorundadır. Onun emeği, toplumdaki işbölümüne tabi olmak zorundadır. Diğer işbölümlerinin yokluğunda bu emek bir hiçtir ve kendisine de diğer işbölümlerini tamamlamak için gereksinim duyulur.
Sayfa 44 - Değer ve EmekKitabı okudu
177 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.