İsminden de belli olduğu gibi kitap Franz Kafka'nın Milena'ya yazdığı mektupları konu edinmektedir.
Franz Kafka, Prag’da gazeteci Milena Jesenská’yla tanışmasıyla aralarında bir iletişim oluşmaya başlar. Bu iletişim 3 yıl boyunca mektuplarla gerçekleşmektedir. İmkansız bir aşk yaşıyordur çünkü Milena evli bir kadındır ve kocasından ayrılamamaktır. Mektuplaşma 1920 yılında başlar ve Franz Kafka'nın ölümden kısa bir süre öncesine kadar devam eder.
Kitabı okurken ne yazık ki çok fazla sıkıldım. Kitabı yarıda bırakmamak için çok çaba sarf ettim ve nihayet bitirebildim. Kesinlikle okuyun diyebileceğim bir kitap değil. Kitapta sadece Franz Kafka'nın Milena'ya yazdığı mektuplar yer almakta ve bu yüzden olayı anlamak zorlaşıyor. Kitabın son kısmında Milena'nın Franz Kafka'nın arkadaşı olan Max Brod'a yazdığı birkaç mektup bulunmakta ve bu sayede Milena'nın Franz Kafka hakkında ne düşündüğünü az çok anlamamıza yardımcı olmaktadır. Okumak isteyenlere sabırlı okumalar.
"Mektubun da dikenleri var, bana batıyor, ama onları yöneten sensin, senden gelen bir şeye katlanmak zor olabilir mi?"
"Yanımda yürüyordun Milena, bir düşünsene, yanımda yürüyordun."
"Neden senin odandaki mutlu dolap değilim, sen koltukta otururken ya da çalışma masandayken ya da uzanmış uyurken gözlerini dikip seni seyreden dolap değilim?"