i̇
İnsan ve Toplum - Psikoloji
2 üyeTakip
Kıskançlık David'e tamamen yabancı bir histi. O 'kıskanç erkek' dedikleri türe dahil değildi. Alay yüklü bir ifadeyle, "Bu, insa nın normal sayılabilmesi için illa ki tecrübe etmesi gereken bir his mi acaba?" diye soruyordu. "Siz, bu sahiplenmeciliğin izini taşıma yan ilişkiyi sevgi üişkisinden saymıyor musunuz?"
Yüzünde açıkça zafer kazanmışçasına bir tebessümle, o ve eşinin açık bir evlilikleri olduğunu söyledi. Karşılıklı bir cömertlik anlaşmasının altına imzalarım koymuşlardı; ikisi de kendi erotik hayatını istediği gibi yaşayacaktı çünkü "hayat uzundu ve birbirini hayatm sunacağı karşılaşma fırsatlarından mahrum etmenin hiç anlamı yoktu." Normalde insanlardan şu cümleyi duyarsınız: "Hayat çok kısa, insan eline geçen fırsatları değerlendirmeli." Hayatm David'e bu kadar uzun geliyor olması beni şaşırtmıştı.
Sayfa 82 - Sel yayıncılık 2010
Carol seanslarımız sırasında hareketsiz oturamıyordu. Gergin likten kol ve bacakları seğiriyor ya da ondan bağımsız hareket ediyorlardı. Profesyonel olarak bilimsel araştırmalar yapan, bir zamanlar güzel ve çocuksu olsa da, şimdilerde dışarıdan epeyce da ğılmış görünen otuz yaşmda bir kadındı. Oturduğu yerde sabit kalabilmek için insanüstü bir çaba harcıyor ve soluk almadan konu şuyordu. Ona kalırsa hayatı, hem mesleki hem duygusal anlamda, büyük bir mağlubiyetten ibaretti, tıpkı bundan evvelki analiz ma ceraları gibi. Almış olduğu yüksek öğrenime rağmen, toplumsal alanda hem duygusal hem de finansal bir istikrar sağlayamıyordu.
Cinselliği erken yaşta yaşamaya başlamışsa da, başından geçen ilişkileri seyrek ve mutsuz olmuştu.
Son ilişkisi de hepsini özetler nitelikteydi: Carol ona inanılmaz kayıtsız davranan, hatta kırk yılda bir görüşebildiği bir adamla çıkıyordu. Bu varlığı dahi kuşkulu ilişkiden bir türlü kopamayıp, peşinden yıllardır sürükleniyordu.
Sayfa 53 - Sel yayıncılık 2010
158 syf.
·
Puan vermedi
"Bir psikiyatr ve psikanalist olan
yazar,
Marcianne Blevis Paris'te yaşıyor. St. Anne Hastanesi'nin Psikanalitik-Psikoterapatik Bölümü'nin başkanı ve Sociêtê de Psychanalyse Freudienne üyesi olan ve konusunda uzman olan Blêvis'in, psikanalitik yayınlarda pek çok makalesi yayınlanmıştır."
"kitapta, 
Kıskançlık "gerçek yaşamdan alınmış hikâyelerle anlatılıyor."
Kıskanmak benliğimizi koruyan bir kalkan mı, yoksa başkalarına yönelttiğimiz bir silah mı? Tüm bu soruların cevabı, “Sevginin En Çok Düştüğü Tuzak”ı anlatan Kıskançlık'ta.
"Kalbinizi sıkıyor bir çift el sanki. Canınız yanıyor. Haksızlığa uğramış hissediyorsunuz kendinizi. Neden neden neden, diye sorup duruyorsunuz.Beyninizi oyup duran bu duyguya "kıskanmak" deniyor. Sizden daha güzel, daha zengin, daha iyi olduğunu düşündüğünüz birisini kıskanmak, ruhunuzu kafese sokuyor.
Marcianne Blevis' intüm dünyada övgüyle karşılanan eseri Kıskançlık, her insanın yaşadığı ama bazıları için tahripkâr olan bu duyguyu inceliyor.Neden kıskanıyoruz? Kimi kıskanıyoruz? Gerçekten kontrol edemediğimiz bir duygu mu kıskançlık?Bu
Prki siz kıskancımısınız, Kıskançlık okuyunca cevabınız ne olscak. Okuyun olurmu
George gibi anne kimliğinden mahrum kalan bir çocuk sonuçta kendi derinlerinden bir yerden sökülen bir parçanın acısını yaşar.
Bu mahrumiyeti de babasının despotça zalimliğinin bir sonucuy muşçasına deneyimler; şiddet, çocuk için bir anlam ifade etmedi ğinde çok daha ürkütücüdür. Yetişkinin, bu durumda babasının, aslında büyüme çağında kendi annesine karşı geliştirdiği kendi an ne muamması korkusunun etkisinde olduğunu anlamaz. Sonuç olarak baba, bir oğlun babadan hiç beklemeyeceği tavırlar sergile yerek, küçük acımasız bir kral gibi hareket edebilir. Örneğin George'un babası, ailesinin de desteğiyle eşini ve onun kültürel kökenini reddetmişti; bu da onun eşinin temsil ettiği dişi muammasıyla arasındaki bütün bağları yetişkin bir erkek değü, bir çocuk olarak koparıp attığının açık bir göstergesiydi.
Sayfa 150 - Sel yayıncılık 2010
Bütün rakiplerinden kurtulma hayaliyle yaşayan Lily, "Bir başkasına baktığında, beni küçük düşürmüş oluyor, o zaman be nim de canımın istediğini yapma hakkım doğuyor" diyordu. Lily, kendisi gibi bir kadm olan sevgüisinin bir başka kadma baktığını gördüğünde kıskançlık krizine girmiş ve o an için kendine hâkim olamadığım itiraf etmişti, "âşık olduğumda, başka bir insana
dönüşüyorum, deli bir kadın olup çıkıyorum," diyordu. Kırklı yaşların da bir kadın olan Lily'nin beni ziyaret kararının ardında işte bu şiddetli patlamaları yatıyordu. Artık yeni biriyle birlikte olduğundan o taşkın hali biraz olsun dinmişti fakat sevgilisinin, eski sevgilisiyle arasmda geçen ilişki onu çileden çıkarıyordu. "Beni çıldırtıyor, kendimi kaybediyorum," diye anlatıyordu. "Kıskançlığımı, bir yerlerde karşılaşıvermemiz ihtimalini bahane edip onunla görüşmediği zamanlarda bile onunla her gün konuşmayı aksatmıyordu. Ba zen bunu unutmayı başarıyorum ama bazen nedenini bilmesem de, kıskançlık içimi yakıp kavuruyor ve neredeyse içimde bunca fırtınayı koparanm onun tavırları olduğunu kanıtlamak istercesine onu tacize başlıyorum." Bu anlarda adeta hiçbir şeyin onu durduramayacağım hisseden LUy, birini öldürebilecekmiş gibi hissediyor ve sıklıkla da sevgilisini bir başkasıyla yakalaması ihtimali üzerine ateşli, gelişigüzel ölüm tehditleri savuruyordu.
Sayfa 115 - Sel yayıncılık 2010