''Size ne oluyor ki, üzerine Allah'ın adı anıla(rak boğazlanan hayva)nları yemiyorsunuz? Halbuki O, size (haram kılınan şeylerin yenilmesinde) zaruret içinde kaldıklarınız müstesnâ neleri haram kıldığını ayrı ayrı (Maide sûresi üçüncü âyet-i kerimesinde) bildirmişti. ''
Sayfa 142 - en'âm l 119
Bir toplum uygarlaştıkça insan kurbanından hayvan kurbanına, yiyecek kurbanına, sonra dualara, gönül tokluğuna doğru gelişir.
"Kurban eğer, celladının ona biçtiği kafesin dışına taşabilecek potansiyele sahip olduğunu ve bunu her an kullanabileceğini sezdirirse, işkencenin dozu hemen artar, işler daha da çığırından çıkar."
Akika Kurbanı!..
___
Çocuk doğduğu günde akika kesilemezse, büluğ çağına erinceye kadar bu sünnet eda edilebilir. Akika kesilmeden evvel çocuk vefat ederse yine akikanın kesilmesi sünnettir.
...
Kurban, pişirilmeden, akika ise pişirildikten sonra dağıtılırsa daha efdaldır. Çocuğun sıhhat ve selametine tefeül için, akika kemiklerinin kırılmamasına dikkat etmek sünnettir.
___
___
Kurban kesen kimsenin, kestiği kurbandan yemesi sünnettir.
___
Kurban Kesmek için Zaman!..
___
Kurban kesiminin ilk vakti, kurban bayramının birinci günü, güneş çıktıktan sonra, hafif iki rek'at namaz kılınıp kısa iki hutbe okunacak kadar bir zaman geçtikten sonra başlar, bayramın dördüncü günü, güneşin batışına kadar devam eder. Gece vaktinde kurban kesmek caiz ise de mekrûhdur.
Vakitten evvel veya sonra kurban kesilirse, bu kurban değil, sadakadır. Şayet kurban kesmeyi nezr etmiş bir kimse böyle yaparsa, tekrar vaktinde kesmesi gerekir.
___
"İsmail yerine bir koyun boğazlamak 'kurbandır', Yalnızca kesmiş olmak için koyun kesmek 'kasaplıktır!"
İsmail'ini kes, kendi ellerinle
"Ey Ibrahim! Tarihin en görkemli savaşının muzaffer kahramanı!.. Yenilmez, karşı konulmaz, çelik yürekli Ulu'l Azm Peygamber! Bir asırlık ilahî elçiğin bitişinde, son noktaya ulaştığını sanma! Allah'la insan arasında bir aralık, bir mesafe yoktur. Allah, insana şahdamarından daha yakındır. Ama insandan Allah'a giden yol sonsuzdur, bitmez tukenmezdir!
Ne sandın?
Sen elçilikte kemalin doruğuna ulaştın. Fakat 'kulluk'ta hâlâ eksiksin, ey 'Allah'ın Halil'i'! Ey, yeryüzü tevhidinin kurucusu... Musa, Isa ve Muhammed (s.) yolunun açıcısı! Insanî heybetin, şerefin ve kemalin sembolü! Ibrahim olmayı başardın, ama 'kul' olmak daha çetin... Tam özgür olmalısın, mutlak özgürlüğe erişmelisin!
Hiç meydan okuma! Zira insan en tepe noktada oldukça daima 'düşme' tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Doruktan düşmek ise daha tehlikeli, daha korkunç! Ismail'ini kes.
Kendi ellerinle!"
Seç, ey İbrahim!
"Dövüş, Allah'la Ismail arasında, Ibrahim'in içinde!
Ne çetin bir seçim.
Hangisini seçersin İbrahim? Kendini mi ? Allah'ı mı?
Çıkarı mı, 'değer'i mi? Bağımlılığı mı, kurtuluşu mu? Maslahatı mı, hakikati mi? Kalmayı mı, gitmeyi mi? Mutluluğu mu, kemali mi? Zevki mi, sorumluluğu mu? Yaşamak için yaşamayı mı, bir amaç için yaşamayı mı? Hobilerinizi ve huzurunuzu mu, iman ve cihadı mı? Heveslerini mi, bilinci mi? Atıfeyi mi, imanı mı? Babalığı mı, peygamberliği mi? Bağımlılıkları mı, mesajı mı? ve...
Kısacası, İsmail'i mi, Rabbini mi?
Seç, ey İbrahim!"
"Bir oğlan düşünün; babası, yüzyıl onun gelişini beklesin. O ise, babasının hiç beklemediği bir anda gelsin!
İsmail artık saygın bir fidan olmuştur. İbrahim'in can delikanlısı, tüm yaşamının tek semeresi... Aşk, umut ve zevk aşısı tek varlık!
İbrahim! Bıçağı oğlunun boğazına daya ve kendi elinle kurban et!
Bu mesajın şokuyla İbrahim'de meydana gelen ürperti, kelimelerle anlatılabilir mi?
Olana bitene tanık olsaydık bile, yine de hissedemezdik. Zira acının, ızdırabın ölçüsü hayal terazisine sığmaz! Allah'ın mütevazı kulu ve insanlık tarihinin baş kaldırıcısı Ibrahim, koca ömründe ilk kez korkudan titrer. Çelik yapılı kahraman peygamber, erimeye başlar ve tarihin büyük putkırıcısı, yere yığılır. Mesajı düşündükçe tüyleri diken diken olur. Fakat bildiri, Allah'ın buyruğudur. Savaş; en büyük savaş kendi içindeki savaş... Cihadı Ekber!
Tarihteki en büyük savaşın muzaffer kahramanı... Şimdi mağlup, zayıf, korkmuş, ürkek, perişan ve çaresiz. "