Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Herkese merhaba bugün size Van Gogh'un mektuplarından oluşan İnan Bana Vincent kitabı ile geldim.
Öncelikle itiraf etmeliyim ki okurken bu kadar zevk alacağımı düşünmüyordum . Eğer Van Gogh'a biraz bile ilgi duyuyorsanız onun duygularını ve intihara sürüklendiği ruh halini daha iyi anlamanız için tavsiye ederim . Mektupların çoğu kardeşi Theo'ya gönderdiklerinden oluşuyor ve tarihsel sırayla düzenlendiği için mutsuzluğa doğru gidişini okuyoruz . Bunun yanı sıra yayınevimiz konuya daha çok hakim olabilmemiz için bazı sayfalarda notlara yer vermiş ki verimli bir detay olmuş . Mektuplardan çıkardığım bir şey varsa o da Vincent'in doğruluğa ne kadar önem verdiği ve ümidini kaybetmediğidir. Ailesi ile olan çalkantılı ilişkisi, başta dinene olan bağlılığı ve uzaklaşması,maddi zorlukları, hayattayken sadece bir resminin satılması, kardeşi ile olan yakınlığı ve sonradan doğan yeğenine olan ilgisi, ilişki hayatı ve meşhur kulağını kesme olayıyla akıl hastanesinde ki geçirdiği zaman diliminde ki mektupları okumak beni çok hüzünlendirdi çünkü asla huzurlu bir hayatı olmamıştı. Kitabı okurken Van Gogh'un yazarlığa ilgisi olmamasına rağmen bol bol alıntı yaptığım yerler oldu . Benim için zevkli bir okuma oldu eğer türü seviyorsanız ve ilginiz varsa okumanızı öneririm .
𝓚𝓪𝓷𝓲𝓶𝓬𝓪 𝔂𝓪𝓼𝓪𝓶 𝓫𝓲𝓻 𝓼𝓪𝓫𝓲𝓻 𝓸𝔂𝓾𝓷𝓾!
"Babaya Mektup", benim Franz Kafka'dan okuduğum ikinci eser oldu. Genelde arkadaşlarım kitaplarını yarım bıraktıklarından ve hatta lisedeki edebiyat hocam bile kendisini okumayı pek de tercih etmeyeceğini söylediğinden ister istemez ön yargıyla yaklaşıp ince kitaplarına yöneliyorum. İyi ki de öyle
Posta Kutusundaki Mızıka “A.Ali Ural”
Posta Kutusundaki Mızıka “A.Ali Ural”
Sevgili Yazar ,
Kaleminizde dökülen her bir kelimenin bütünlüğü o kadar güzel ve derin ki
Geçmişe “mektuplaştığım “ o güzel günlere götürdü .
Mektubun gelişindeki o heyecanı , kalbimin küt küt atarak kenara çekilip yalnız okunan, hasret kokan o mektupları nasıl okuduysam “posta kutusundaki mızıka” eserini de o denli okudum.
Sevgili Şapşiğim
Yine severek okuduğum bir eser oldu yüreğine sağlık.
28.Ekim.2023
Cumartesi
TÜYAP Hatırası
Böylesine Bir Sevgi Mümkündür müdür?
2023 yılının sonlarına doğru okuduğum mükemmel bir kitabın incelemesini yazmazsam haksızlık olurdu. Gerek Sabahattin Ali'nin eşine karşı sevgisi, aşkı, sadakati, güveni ve kızına karşı olan şefkati, merhameti, üstüne düşkünlüğü...Okurken içimi fazlasıyla ısıttı. Moralinizin ve keyfinizin olmadığı kötü bir gün geçirirseniz alıp bu kitabı okuyun ve tadını çıkarın. Kitapta eşine ve kızına sürgünde ve hapishanede yazdığı mektuplar bazıları orjinal kendi el yazıyla olduğu fotoğraflarla birlikte ele alınmış. Bu süreçte uğradığı iftiralar, hapishanede geçirdiği zor günlere de değinmiştir. Bu kitabı her okuduğumda gerçekten böyle bir aşk sevgi mümkün olabilir mi diye düşünmeden kendimi alamadım. Umarım herkes birileri tarafından böylesine sevilip saygı duyulur. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum:)
Kesinlikle aşk dolu bir kitaptı. Bir çırpıda okuyup bitirdim. Bir insanın bir insana duyduğu bu aşk aklın sınırlarını zorluyor. Bu zamana kadar Ümit Yaşar Oğuzcan aşkından çok fazla bahsedilmemişti ama bence bahsedilmeli. Aşkı çok yoğun ve hissettirerek mektuplarına aktarmış. Çok beğenerek okudum. Kitabın başındaki mektuplarda biraz halk ağzı cümleler yer alıyor. Tek sevmediğim kısım orası oldu. Onun harici kaybolarak okuduğum bir kitap oldu.
Kitabı çok beğendim çok güzeldi mükemmeldi kitabın dilini çok beğendim yazarın kalemini çok sevdim kitap aşırı akıcıydı okurken hiç sıkılmadım okumak isteyenlere tavsiye ederim.
Konusu:
Platon bu kitabında bir nevi hayatının kısa ama önemli kısmının otobiyografisini yazmış diyebiliriz. En büyük amaçlarından biri olan bir kralın, filozof-kral kimliği kazanması için çabalarını ve yaşadığı zorlukları anlatıyor bu kitapta.
Albert Camus’dan okuduğum ilk kitap ve çok beğendim çok güzeldi kitap aşırı akıcıydı okurken hiç sıkmadı yazarın kalemini çok sevdim okumak isteyenlere tavsiye ederim.
Konusu:
Albert Camus’nün iki eseri bir arada... Bunlardan ilki Düğün, gençlik dönemi eserlerinden; ama sanatçının “benliğini ve dilini yaşamı boyunca besleyen bir kaynak” aynı zamanda. Gerçekten de Düğün’deki denemeler, Cezayir’i yansıtmasının yanı sıra yalın, duru ve somut anlatımla keskin bakışı, anlama tutkusunu, yaşam ve yeryüzü aşkını ortaya koyuyor yazarın. Bir Alman Dosta Mektuplar ise İkinci Dünya Savaşı döneminin ürünü. Bir yandan dünyayı egemenliği altına almaya kalkan bir ulus ile bağımsızlığını onurla savunan bir başka ulusun tutumunu karşı karşıya getirirken, bir yandan da gerçek yurttaşlığın, gerçek toplumsal ahlakın niteliklerini sergiliyor. Başkaldıran İnsan’ı müjdeleyen küçük boyutlu bir büyük eser.
Sevgili Dost
Sevgili dost,posta kutusundaki mızıka "unutulan mektubun kefaretidir "der Ali Ural Tıpkı her şey gibi mektup yazmamın da Kefaretidir bu yüzdendir son mektup da da söyler bunu kitabın 61 mektuptan oluşması biraz da 60+1 günlük oruçla da alakali olduğu çokça duyuyorum mektuplara gelirsek "şehrin en güvenilir yerleri hastanelerdir savaşta bile bombalanmaz" diyor sevgili yazar dostum sanki bu çağa tanıklık etmemiş gibi. bazen de iyi tarafından bak demek istiyor bize "menüde ne varsa onu istiyceksin olmayan bir şeyi isteyip can sıkmayacaksin.dolu yağarken hava ne güzel diyenlere gülümseyerek başını salayacaksin diyor her şeyin farkındasın ama kabul et de diyor sanki o da yapmak istemediğimiz halde aksini öğütler sevgili dost
Öncelikle kitabı çok beğendim çok güzeldi kitap aşırı akıcıydı okurken hiç sıkılmadım okumak isteyenlere tavsiye ederim yazarın kalemini çok sevdim
Konusu:
Llosa Genç Bir Romancıya Mektuplar'da roman sanatı hakkındaki düşüncelerini aktarıyor. Konu, biçim, üslup, zaman, mekan, anlatıcı, karakter, gerçeklik gibi unsurları kapsamlı ve çarpıcı örneklerle incelemekle kalmıyor, yazım sanatıyla yaşam arasındaki ilişkiyi de sorguluyor.
201O Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazar, edebiyat tutkusunun filizlendiği Peru'daki gençlik günlerinden başlayan on iki mektupta, Miguel de Cervantes, Gabriel Garcia Marquez, Jorge Luis Borges, Julio Cortazar, James Joyce, Gustave Flaubert, Virginia Woolf, Er nest Hemingway. Alain Robbe-Grillet, Herman Melville, Marcel Proust ve Franz Kafka'nın da aralarında bulunduğu birçok yazarın eserlerini ve fikirlerini ele alıyor, hem genç romancılar için bir yol haritası çıkarıyor hem de roman sanatına aşina olanların alışkanlıklarını gözden geçirmelerini öneriyor.
