Israili korkutan davaları uğrunda baş koyan, canlarını Allah (cc) a satan ve ölüme aldırış etmeden kendini feda eden gençlerdir.
Onlar biliyorlarki;
"Demiri körelten ancak demirdir"...
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yeraltı nehr çağlıyordu
Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerin diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin
Uzun zamandır okumak isteyip, bu güne nasip olan güzel emek...
Abdullah Galip Bergusi'nin eli kalem tutan bu davayı yazsın.. ama susmasın dediği... Mescid-i Aksa'ya olan sevgisinden elinden geleni yapan insanlar iyiki var. Kitabı okurken tek hissettiğim şey Aksa'ya gönülden sevdalı olmak, uzakları yakın etmekti... Portakal tatında güzel bir kitap.
- Halk Erbakan hocaya sahip çıkamadı..
Mısır halkı Mursiye sahip çıkamadı..
Sahip çıksalardı Mursi olsaydı, Filistin böyle olmazdı. Tayyip’le iş birliği yaparlardı..
İmdat Kaya’dan alıntı..
Eli kalem tutanlar bu davayı yazsın. Hitabeti güçlü olanlar bu davayı konuşsun. Herkes bir şey yapsın; ama sakın sessiz kalmayalım.
Çünkü sessizlik öldürür.
Hani o günler ki binlerce mü'min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi'ler hâtırı için
Cevaba erişen dualar vardı
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü'minden yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgârlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp yetim bir vâhayım
Mescid-i Aksa'yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamam bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu