Her gelen seni sevmez ama seni seven de senden kolay kolay gitmez.
Hakikatli bir bağı olan gitmeyi yarım bırakmayı değil kalmayı birlik olmayı bütün zorlu yolları ve yokuşları birlikte yürümeyi seçer..
Ehl-i hakikatın sohbetine zaman, mekân mâni' olmaz; manevî radyo hükmünde biri şarkta biri garbda, biri dünyada biri berzahta olsa da rabıta-i Kur'aniye ve imaniye onları birbiriyle konuşturur.
Bugün komşu teyzelerle oturuyorduk çay, sohbet falan. Birinin gözünden tane tane yaş inmeye başladı, konuda mal maşakat falandı. Nedenini sorduk, geçen ay ineklerini satmışlar bakması zor oluyor, ayak bağı oluyor, yaşı başı aldık diye. Üzüldüm tabi teyzeye ama o kadar hoşuma gitti ki bi yandan. İki can arasındaki bağın, sevginin, özlemin cins ile, dil ile, benzerlik, denklik ile ilgisi olmadığını hissettim. Çok seviyorum böyle basit ve içten halleri. Sırf kaybolmasın diye not etmek için hesabımı tekrar aktifleştirdim. Çok değerli çünkü.
Sabah uyandığında günaydın yazmayan, gün içinde ne yaptığını merak etmeyen, gününün nasıl geçtiğiyle ilgilenmeyen, nasıl hissettiğini önemsemeyen insanı sorguluyorum içimde..
Değer vermek, sevmek, önemsemekten geçer..
💫
“Sultan gidiyordu, bakdı iki derviş, sırtlarında odun yükü, konuşuyorlardı. Sultan gitdi, dolaşdı ve beş-altı saat sonra aynı yoldan döndü geldi, o iki derviş hâlâ konuşuyorlardı. Onların muhabbetinin lezzeti sırtlarındaki yükün ağırlığını duyurmuyordu. Bundan ne çıkıyor? Dünyâ hayâtında bir adam Allah'ı severse dünya meşakkatlerinin ağırlığını duymaz.”