Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
480 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Emma
Romantik yazar Jane Austen'in kaleminden okuduğum ikinci kitaptı Emma. Fazlasıyla akıcı pek de gizem içermeyen hikayesiyle kendisine bağlayıp çayınıza tatlılık katacak nitelikte. Okuma güçlüğü çekilen dönemlerde iyi gelecek bir roman olduğunu düşünüyorum. Alışık olduğum karakter tiplerini farklı olay örgülerinde gördüğüm için pek içine giremedim kitabın açıkçası. Terbiyesine hayran kaldığım Emma'nın parlak zekasıyla bazı şeyleri nasıl görememiş olduğuna şaştım kaldım diyebilirim. Uyarıldığı zamanlarda dahi kendinden o kadar emindi ki gözleri önüne açıkça serilen şeyleri bile göremedi. Hikayemiz de zaten bütün bu yanlış anlamalar üzerine kuruluydu. '... Anlattıkların karşındakinin anladığı kadardır.' Emma'da benim gördüğüm tam olarak buydu. Yine de okurken çok keyif aldığımı söyleyebilirim.
Emma
EmmaJane Austen · Can Yayınları · 201810,1bin okunma
Tüm sayfayı çizmek nedir yaa
"Hayır." Cress dudaklarını ısırdı. Yalan değildi. Ağlamak istiyordu ama gözlerinde yaş kalmamıştı ki. Thorne saçlarındaki kumları sirkeledi. "Tamam,"dedi."Bence biz kesinlikle ruh ikiziyiz. Hadi, kalk artık." "Kim bilir kaç kıza seni seviyorum dedin?" "bunu yüzüme vuracağını bilseydim dilimi tutardım." Cress bıkkınlıkla ona yaslandı. Başı dönüyordu. "Ben ölüyorum," diye mırıldandı. "Kimseyle öpüşemeden göçüp gideceğim." "Cress , saçmalama. Ne ölmesi?" "Hani filmlerdeki gibi tutkulu bir aşk yaşayacaktık? Bir de şu halime bak! Yapayalnız ölüyorum!" Thorne öfkeyle homurdandı. Dinle hayatım bunları dile getirmek istemezdim ama kendin kaşındın. Ter içindeyim. Pislikten kaşınıyorumve iki gündür dişlerimi fırçalamıyorum. İyisi mi romantizmi başka bir zamana saklayalım. Ha ne dersin?" Cress başını dizlerinin arasına almak ister gibi kamburunu çıkardı. Hala dünyası dönüyordu. Durumlarının umutsuzluğu yeni yeni kafasına dank ediyordu. Bu çölden hiç kurtulamıyacaklardı. Thorne onu asla sevmeyecekti. "Cress, yüzüme bak. Bakıyor musun?" "Hııı," diye mırıldandı. Thorne bir an duraksadı. "İnanmıyorum." Cress kafasını kaldırıp yüzüne dökülen saçlarının arasından ona baktı. "Ne var? Bakıyorum işte." Thorne çömelip onun yüzünü yokladı. " Söz veriyorum öpüşmeden ölmeyeceksin."
Sayfa 203Kitabı okudu
Reklam
400 syf.
·
Puan vermedi
Güzel bir kitaptı ama bu kadar romantizmin bana uymayacağını fark ettim. Yumuş yumuş bir öyküyd7 bence. Çabuçak bitirdim... Yazar hanımda çok iyi ve başarılı bir yazar...
Roma, Ben Geldim!
Roma, Ben Geldim!Pınar Gencal · Ephesus yayınları · 2017554 okunma
Umutsuz bir aşk çökmüşse gönlüne sabahın üçünde, özellikle onun orada, yerinde olmadığı kuşkusuna kapıldığında telefon etmeyi gururuna yediremiyorsan, ister istemez içe dönüp kendinle baş başa kalırsın; o anda akrep gibi sokarsın kendini ya da hiçbir zaman postalamayacağın mektuplar yazarsın ona, ya da odanda volta atarsın, hem küfür hem dua edersin, sarhoş olursun, ya da kendini öldürecekmiş gibi davranırsın.
'' Aşkta yalvarmak ve istemek olmamalıdır.(Hermann Hesse) Elleri ve ayakları bağlı birinden merdiven çıkmasını istemek gibi bir şey bu. Böylesi yüce bir gerçeği kabul etmeden önce acıların en zoruna göğüs germen gerekir. Kinik biri, bunun azizler ve melekler için ortaya atıldığını, ölümlü insanlar için sözü bile edilemeyeceğini ileri sürecektir. Gerçek şu ki, biz sıradan insanlar hep erişilmezi isteriz. Baştan çıkarmanın özgürleştiriciliği yalnızca biz insanlar için geçerli. Ateşlerin arasından geçmesi gereken bizleriz - aziz mertebesine ulaşmak için değil, var olduğumuz sürece iliklerimize dek insan kalmak için. En önemli edebi eserleri hatalarımız ve zayıflıklarımızdan ilham alıp ortaya çıkaran bizleriz. En kötü halimizde bile umut doluyuz biz."
Epeyce yazıştık onunla, yani bu işi ben yaptım. Onun yazışmamıza katkısı biri yarım kalmış iki mektuptan öteye geçmedi. Kesin olan şu ki yazdığım mektupların tümünü okumadı o. Bunun basit bir nedeni var: yazdıklarımın hepsini postalamamıştım.
Reklam
Tanrı mucizelerle ilgilenmez. Zaten yaşam uzun süren bir mucizedir. Mucize arayışına ancak delicesine aşık olduğunda girersin.
İnsanın sırtında deli gömleği varsa aklın bir yararı olmaz.
Kadınsı soğukluk sonucu umutsuz bir aygıra dönüşen ben, adına imsomnia denilen uykusuzluk şeytanıyla boğuşmaya başladım. Sabahın üçünde, dördünde ve beşinde sıçrayarak uyanıp kendimi duvarlara yazı yazmaya verdim: "Senin suskunluğunun hiçbir anlamı yok benim için; benim suskunluğum seninkini bastıracak" ya da "Güneş battığında ölüleri sayarız" gibi kırık dökük tümceler..
Reklam
Ben iyi tanırım Şeytan'ı; yollarımız çok sık keşişti onunla. Beceriksiz bir ip cambazı gibi ipte yürümeni keyifle izler. Ayağının kaymasına seyirci kalır ama asla düşmene izin vermez.
Zamansız doğmuş insanlar vardır; ülkesiz, sınıfsız ve geleneksiz doğmuş insanlar vardır. Yaşamı tek başına sürdürmeyi seçenler değil tam olarak; sürgünler, gönüllü sürgünler. Bunlar her zaman da duygusal değildir: Belirli bir şeye ait değildirler yalnızca - yani hiçbir yere ait değildirler.
Onun karalara bürünmüş hantal suskunluğu, ağzından çıkabilecek herhangi bir sözcükten daha anlamlıydı benim için.
"Azıyla yetinemediğimiz tek şey aşktır. Yeterince veremediğimiz de odur."
1.112 öğeden 1.066 ile 1.080 arasındakiler gösteriliyor.