Vebadan ölenlerin sayısının 302’ye ulaşması akıl alacak bir şey değildi. Öte yandan normal zamanda haftada kaç kişinin öldüğünden kentte kimsenin haberi yoktu.
Sayfa 84Kitabı okudu
Söyleyin doktor, şu Tanrı’nın belası veba, ciddileşiyor, değil mi?
Sayfa 86Kitabı okudu
Veba var, kendimizi korumalıyız, orası kesin.
Sayfa 138Kitabı okudu
Eğer salgın yaygınlaşmasaydı, her şey çok iyi olacaktı.
Sayfa 176Kitabı okudu
Gerçekten de sağlık kollarında çalışanlar bu yorgunluğu bir türlü kaldıramıyorlardı artık.
Sayfa 189Kitabı okudu
Ölecek olduğumuzu doğduğumuzdan beri biliyoruz. Bu yüzden de bir bakıma hepimiz ölü doğmuş sayılırız.
Sayfa 205Kitabı okudu
Salgın
"Ve tıpkı yangının çatıdan çatıya sıçraması gibi salgın da yoğun kalabalıklarda ve sıkış tıkış yaşam alanlarında bedenden bedene zahmetsizce yayılırdı. Aynı dedikoduda olduğu gibi nerede başladığı ya da nasıl bu kadar çabuk ilerlediğini kimse bilmezdi. Sadece nefes ya da temasla bulaştığı, hava ya da kanallar yolu ile taşındığı bilinirdi. Zenginler daha az etkilenirdi, şatafatlı evlerinde ya da bahçelerinde inzivaya çekilir ya da büsbütün şehirden kaçarlardı. Hastalık bulaşan fakirler limanın dışındaki mavnalarda kurulan derme çatma hastanelerde karantinaya alınırdı. Salgın silahlarla ya da para ile durdurulamazdı. İkna edilemez ya da duayla bertaraf edilemezdi."
Sayfa 531 - Martı Yayınları, Nina ZenikKitabı okudu
Pisando la tierra dura
de continuo el hombre està
y cada passo que dà
es sobre su sepultura.
"İnsan sağlam basıyor sert toprağa / ve attığı her adım aslında kendi mezarının üstüne."
Sayfa 349Kitabı okudu
Sokakta yürüyenlerin başkalarına değme, hastalık kapma telaşı hiç yoktu.
Sayfa 50 - YKY YayınlarıKitabı okudu
"Bir karantinacının işi yalnızca asker zoruyla yasakları dayatmak değil, halkı bu yasaklara kendi gönlüyle katılmaya ikna etmektir."
Sayfa 72 - YKY YayınlarıKitabı okudu