Zihninde oyun ardına oyun oynuyor, yeni varyantlar öğreniyor, hücum ve savunmadaki biçimsel farkları görüyor, şaşırtıcı bir hamle veya hassas bir pozisyon karşısında bazen heyecanla dudağını dişliyor, sair zamanlarda ise hamle ardına hamle, tehdit üstüne tehdit, zorluk üstüne zorluk gördükçe satrancın derinliği, sonsuzluğu karşısında yorgun düşüp bir umutsuzluk duygusuna kapılıyordu.
((Protein aktarımıyla göze veya ele şekil veren bir genetik kod olduğunu duymuştu. Deoksiribonükleik asit. Solunum ve sindirim sisteminin yapısını oluşturan, keza bir bebeğin elini işler kılan da bu dizilimdi.))
Satranç da ona benziyordu. Bir pozisyonun geometrisi tekrar tekrar çözümlenebiliyor, olasılıklar tükenmiyordu. Derinine inip belli bir katmana ulaşıldığında altından bir katman daha çıkıyordu, sonra bir tane daha…
Derin!
Satranç…
Vezir fedasına dayalı kuşatmanın ardından gelen bir boğmaca matını öğrendiğim gün bunun ne harika bir şey olduğunu anneme söylemek için eve koşarak gittim
Satranç, insanoğlunun icat ettiği öteki bütün oyunlar arasında kendini bağımsızca rastlannnın her türlü tiranlığının dışında tutan ve zafer taçlarını yalnızca tine ya da daha doğru bir deyişle, tinsel yeteneğin belli bir türüne sunan tek oyundu.
"Satranç hayat gibidir David," demişti babası. "Her parçanın kendi işlevi vardır. Bazıları zayıftır, bazıları ise güçlü. Bazıları oyunun başında işine yarar, bazılarıysa sonunda. Ama kazanmak için hepsini kullanmak zorundasın. Aynen hayatta olduğu gibi, satrançta da skor tutulmaz. On parçanı kaybedip, yine de kazanabilirsin oyunu. Satrancın güzelliği budur işte. İşler her an tersine dönebilir. Kazanmak için yapman gereken tek şey tahtanın üzerindeki olası hamleleri ve anlamlarını iyi bilmek ve karşındakinin ne yapacağını kestirebilmek."
"Bir bilim, bir sanat da değil midir satranç; Muhammed'in tabutunun yer ile gök arasında süzüldüğü gibi, bu kategoriler arasında süzülen ve tüm tezatları birleştiren eşsiz bir bağ değil midir?"
Kötü fil oluşumundan kaçınmak amacıyla piyonların kendi filinin ters rengindeki karelere sürülmesi önerilmiştir. François-André Danican Philidor (Fransız satranççı)