Değerli arkadaşlarım;
Bildiğiniz üzere İthaki Bilimkurgu Klasikleri Serisi yoluna baş koymuş biriyim. Çoğunlukla özelden mesaj yazan okurlar bu kitaplarla ilgili fikrimi almak istiyor. Her yazan kişiye sonuna kadar bildiklerimi aktarmaya çalışıyorum elbette. Fakat fark ettiğim üzere, genelde listeyi bilmedikleri için kitapları araştıramıyorlar ve
İthaki Bilimkurgu Klasikleri serisinden okuduğum 40. kitap oldu. Öncelikle gerek bu sitede gerekse başka yerlerde Dünya'ya Düşen Adam ile ilgili olumsuz yorumlar yapıldığını gördüm. Bunun temel sebebi kitabın okurlar tarafından anlaşılamamış olması. Fakat kitabın anlaşılamamış olmasının sebebi, tabii ki yazarın beceriksizliği değil, tamamıyla
Bu kitabı okudum üstüne dizisini de izledim. Ve şunu demeliyim ki dizisi de kitabı da enfesti.
Bu kitap için hiç alıntı yapmadım çünkü kitabın muazzam akışında alıntı yapılabilecek bir şey bulamadım. Belki de gözümden kaçmıştır. Ama şunu demeliyim ki satranç üzerine yazılmış en iyi romandır.
Bu kitap Zweıg'ın "Satranç" kitabıyla yarışamaz. Çünkü ikisi aynı kulvarda değil. Zweıg'in kitabı psikolojik bir kitap yani tam manası ile satranç üzerine değil. Ama bu kitap tamamıylen satranç üzerine yazılmış bir romandır. Psikolojik bakımdan Zweıg'in kitabıyla yarışamaz ama Zweıg'in kitabı da sürükleyicilik bakımından bu kitapla asla yarışamaz.
Kitap ile dizisi arasında bazı farklılıklar var ama bu o kadar da göze çarpacak şekilde değil. Mesela en basit bir örnekle kitapta ana karakterimiz en başta sekiz yaşında bir kız çocuğu iken dizide dokuz yaşında. Gördüğünüz üzere çok ufak farklılıklar var.
Birde dizide kitapta anlatılan bazı şeyler konulamayacağından kendi kafalarından uydurdukları bazı şeyler koymuşlar. Mesela kitaptaki müstehcen bölümleri çıkartıp kendi müstehcen sahnelerini çekmişler.
Her ne kadar kitabı ile dizisi arasında bazı farklılıklar olsa da bazı eksiklikler olsa da bu kitap muazzamdı inanılmaz sürükleyiciydi.
Merhaba sevgili okurlar.
Bazı kitap sitelerinde kitaplara yazılan yorumları okuyorum; filmi ya da dizisi olan kitapların bir çoğunun, filminin veya dizisinin kitaptan çok daha iyi olduğu yönünde yorumlara rastlıyorum. Bence böyle düşünen okurlar kitap okumayı derhal bıraksın. Etraftaki her şeyin özenle tasfiri yapılmış ve İnsan duygularının en ince ayrıntısına kadar anlatılmış olmasına göz önüne alarak, sadece görerek baktığınız o filmlerde nasıl daha iyi olduğu kanısına vardıklarını anlamış değilim. Belki düşüncemi iyi ifade edemedim, sadece şunu söyleyebilirim ki hiçbir film ya da dizi kitaptan iyi olamaz. Televizyonda karakterin sadece üzüldüğünü görebilirsiniz, Ama kitapta o karakterin tüm hayallerinin nasıl yıkıldığını ya da içsel düşüncelerini okuyabiliriz.
İşte bu yorumlardan birine de ben Bkm kitapta Vezirgambiti kitabının yorumlarında rastladım. Dizisini izlemedim daha ama kitap gerçekten çok akıcı ve insana satrancı sevdiriyor. Satranç aşkı ben de daha önce başka bir kitapta, Zweig’in Satranç kitabında da çoğalmıştı. Şimdi neden daha önceleri Satranç oynamayı öğrenmediğim için pişmanlık duyuyorum.
Aynı zamanda kitap feminist yönden de üstünlük sergiliyor. Erkek egemenliği devirde kadın bir Satranç oyuncusu olmak kitapta gördüğümüz gibi çok zormuş. Ama Elizabeth Harmen bunu başarıyor. Tüm İmkansızları yakarak başarıya ulaşıyor. Bu kitap okurken Beth’in kazandığı Her oyunda bir kadın olarak gururlandım.
Bence herkes okursa çok iyi olur, tavsiye ediyorum. Herkese iyi okumalar.
Sevgilerle Pervin.