Hiç sevmediğim bir şehirdeyim...
Neden hiç sevmediğimi bir kez daha anlattı bana var olası...
Gördüm ki gayet haklıyım...
Neyse ki en sevdiklerimle beraberim ❤️
insanı hayata bağlayan , ısıtan, teselli cümleleri fısıldayan kutsallarını bir bir yok ediyor . Metafiziğini kaybediyor sokaklar . Asfalt Tanrı'nın parmak izlerini gizliyor . Gürültü Tanrı'nın sesini gizliyor . İnsan yitiriyor ; ne yöne dönse taş ve plastik yığınlarına düşüyor .
Sayfa 85 - Doğan Kitap 1.baskı Mayıs 2020Kitabı okudu
“İnsanlar şehir gibiydi. Bazı kötü yönleri var diye bütün şehirden nefret etmezdiniz. Sevmediğiniz yanları, birkaç tane tehlikeli ara sokağı ve mahallesi olabilirdi ama bir şehri yaşanır kılan şey iyi yönleriydi.”
Ah, bana açık havadan, dağdan, kırdan, güneşten, denizden, yayladan, kol kalınlığında fışkıran kaynak sularından.. bahsediyorlar. Ben onları unutalı yıllar oldu. Ben, iflah olmaz bir kentli oldum.
Bugün 19 Mayıs...
Elbette ülkemiz için çok önemli bir gün ama biz Samsunlular için daha özel bir tarihten söz ediyorum. Kaldı ki, artık benim için daha da özel oldu çünkü uzun süredir üzerinde çalıştığım kitabım olan Şehr-i Samsun Yazıları bugün itibariyle piyasaya çıktı.
Memleket Hikâyeleri adlı kitabında Ayfer Tunç: “Hatıralarımızı
Stephen Crane in yazdığı ilk kitabı, bende yazardan ilk kitabımı okudum. Kitabın arka kapağında yazar ile ilgili olarak: "New York'un soygunlara, cinayetlere, fuhuşa sahne olan, göçmenlerle yoksulların yaşadığı kesimlerinin hiç de yabancısı olmayan Stephen Crane, 1893'te Johnston Smith müstear ismiyle yayımladığı Sokak Kızı
Bursa’nın neredeyse her adımında asırlık bir çınara, yapıya, ruha rastlanması dolayısıyla şehrin yollarında ilerlemekte zorlanmak…. Aziz İstanbul’un hemen ardından gelen aziz Bursa...🤍
En iyisi gel gidelim bu şehirden. Pılımızı pırtımızı toplayalım. Bir çıkış kapısı bulalım kendimize. Adını bilmediğimiz diyarlara ulaşsın bedenlerimiz. Baharın en güzel yaşandığı yerlere, tepedeki mezarlıklara uzanan yollardan geçelim ve bir şehir bulalım bizlerden uzak.
"Yaşadığımız kent ve yaşadığımız ev, kişiliğimizin aynasıdır. Evimize ve kentimize bakanlar, bizim hakkımızda yargılara varırlar. Evlerimize pek öyle kimseyi dokundurtmuyoruz. Ama kentlerimiz konusunda nasıl böyle kayıtsız, vurdumduymaz ve tepkisiz olabiliyoruz. Nasıl da bırakabiliyoruz onu hoyrat ellere."
Sayfa 56 - İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2005.Kitabı okudu