Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarih - Din - Siyaset

Profil
Konya milletvekili Refik Bey (Koraltan) ve beş arkadaşı, 30 Mayıs 1925'te tekkelerin kapatılmasına ilişkin yasa tasarısını TBMM'ye sundu: Esasen türbeler, tekkeler ve zaviyeler gibi evler . .. memleketin içinde vasıtai idlal ve iğfal (baştan çıkarma aracı) olmuştur. Birer fesat menbağı (kargaşa kaynağı) olmuş ve zaman zaman memleketin, milletin azami zararlarını icap edecek hainane ifsadata (kargaşalara) zemin teşkil etmiştir.
Yüce Allah, bir kuluna devlet ve zafer nasip edecekse, onun için bir sebep halkeder.
Sayfa 92
Reklam
Yunanlı anneden çocuğunu zorla yeniçeri yapmak üzere koparan, basmakalıp “barbar Türk efendi” imajı, en trajik biçimini, Yunanistan'a Frenk etkisi altında sokulan Batı milliyetçiliğinin yuükselişiyle alacaktı. Bu imaj, Arabolge'de milliyetçilik-öncesi dönemde yaşanan olguyu tamamen çarpıtmaktadır. Çünkü bu türden milliyetçi tepkiler henüz ortada yoktu.
Sayfa 84 - Lempire Ottoman. Arabölge Gerçeği Işığında Osmanlı Tarihine Bakış. İletişim Yayınları, Birinci Baskı 1996 İstanbul. [ISBN: 975-470-504-6]Kitabı okudu
"Denizlere sokulmaya çabalayan kıtasal güç ile, onun elinden tüm önemli deniz tezgâhlarını kapmaya ve denizi tekeline almaya çalışan deniz gücü arasındaki çatışma, hemen her zaman (Doğu Sorununun) tüm büyük evrelerinin en karakteristik olgusu olagelmiştir."¹ Zaten tüm Avrasya uygarlıkları tarihinin genel bir karekteristiği olan bu saptamanın, Doğu Akdeniz açısından çok da özel bir değeri yoktur.² Ama ilginç olan, yazarın bundan çıkardığı sonuçtur: "Doğu sorununun kısa bir süre için gerekli koşulu, Birleşik bir Ege Devleti'nin oluşturulmasıydı. Yine geniş bir imparatorluk bunu Arşipel'in iki yakasında da oturttuğunda, Avrupa'nın güneydoğusunu bile içine alabilen bir barış ve dinginlik devri açılabiliyordu."³ ¹ Pierre Waltz, La Question d'Orient dans l'Antiquite ("Antik Çağ'da Doğu Sorunu"), Paris, Payot, 1942, s. 360-61. ² Bkz. L S. Stavrianos, The World to 1500. A Global History ("1500'e dek Dūnya. Küresel Bir Tarih"). Englewood Clills, Prentice Hall, 1970, 188, sayfadaki harita. ³Waltz, a.g.c.,s. 362-63.
Sayfa 146 - Lempire Ottoman. Arabölge Gerçeği Işığında Osmanlı Tarihine Bakış. İletişim Yayınları, Birinci Baskı 1996 İstanbul. [ISBN: 975-470-504-6]Kitabı okudu
Adnan Menderes - Celal Bayar
"Başbakan(Adnan Menderes) 'a kalsa Müslümanlığın icapları yerine getirilecekti. Fakat baş farmason(
Celal Bayar
Celal Bayar
) buna mâni oluyor," diyordu. "Meselâ, Kur'an yazısıyla Türkçe neşriyat serbest olacakmış... Meselâ, Ayasofya İslâm ibadetine açılacak, minarelerinde ezanlar okunacakmış... Meselâ 163. Madde lâğvedilecekmiş (kaldırılacakmış)... O, bunları yapacakmış ama ah o baş farmason (
Celal Bayar
Celal Bayar
) yok mu, onu bir kere bertaraf edebilse!..
Hıristiyan ve Müslüman reaya, yeniden başlayan ve giderek daha uzun sürelere yayılan angarya uygulamasından ve ağır vergilerden kaçmak üzere, topraklarını terkedecek, yeni büyük, özel mülklerde tarım işçisi (ırgat) olarak çalışacaklardı. Böylelikle, topraksız bir köylü sınıfı oluşacaktı. 16. yüzyılın sonundan itibaren İmparatorluk halk ayaklanmalarıyla sarsılmaya başladı. Açlıktan ölmemek için kırlarda dolaşan haydut çetelerini (levent) kuran köylülerin bu "büyük kaçış"ı, yerleşik düzen aleyhine dönebilecek herhangi bir hareketin beslenebileceği insan kaynağını oluşturmuştu.
Sayfa 141 - Lempire Ottoman. Arabölge Gerçeği Işığında Osmanlı Tarihine Bakış. İletişim Yayınları, Birinci Baskı 1996 İstanbul. [ISBN: 975-470-504-6]Kitabı okudu
Reklam
Kapıkulları birliğini 14. yüzyılın ikinci yarısında oluşturanın I. Murat olduğunu görmüştük. Sultan'ın düşüncesi, büyük ocakların ve dinsel grupların etkilerinden kurtulmak ve ruhen-bedenen kendisine bağlı bir seçkin tabaka üzerinde mutlak otoritesini temellendirmekti. Kapıkulu olacak kişinin aile, köy ve diniyle tüm bağlarını koparması, aynı yeni doğmuş gibi, hükümdardan başka kimseye maddi ya da duygusal herhangi bir bağ hissetmemeleri gerekiyordu. Bu koşulla yönetici sınıfın seçkinleri oluyorlar ve babaları ve velinimetleri İmparatorun elinden güç ve onur alıyorlardı. Bu ayrıcalıklı kişiler yalnızca “Rum”lar, yani Ortodoks Hıristiyanlar arasından çıkıyordu. Müslümanlara bu mevkilerin kapalı olmasına bahane olarak, gerçek bir müminin “kul” olamayacağı gösteriliyordu. Yine de Sultan, Katolik Macar efendilerinin hoşgörüsüzlüğünün kurbanı olan Bogomil Hıristiyan halkının büyük çoğunluğu Osmanlı fethinden sonra İslâmiyete geçmiş olan Bosnalı Müslümanları uygulamanın dışında bırakacaktı. “Kulluk” mevkii o denli çekiciydi ki, bu topluluklar II. Mehmet'ten, din değiştirmiş olmalarının ne kendilerini ne de soylarını devşirmelik hakkından yoksun bırakmayacağını garanti eden bir belge edinmişlerdi. "Potor" adı verilecek bu Müslüman "kapıkulları", ordu değil, saray hizmetine girecekti.
Sayfa 83 - Lempire Ottoman. Arabölge Gerçeği Işığında Osmanlı Tarihine Bakış. İletişim Yayınları, Birinci Baskı 1996 İstanbul. [ISBN: 975-470-504-6]Kitabı okudu
1896!
Eğer bugün bir devlet kurmak istiyorsak, bunu bin yıl önce mümkün olan şartlarla yapmayacağız. Pek çok siyonistin yaptığı gibi, uygarlığın eski dönemlerine geri dönmek aptalca olur. Örneğin, bir ülkeyi vahşi hayvanlardan temizlemek zorunda olduğumuzu varsayarsak, bu işin beşinci yüzyıl Avrupalıları tarzında yapılmaması gerekir. Ayı arayışında mızrak ve zıpkın kullanmamalı ve tek başımıza dışarı çıkmamalıyız; geniş ve aktif bir av partisi düzenleyip, hayvanları bir araya getirdikten sonra ortalarına bir melinit (dumansız barut) bombası atacağız.
Sayfa 42 - Der Judanstaat in Vieanna, Milenyum Yayınları Mart 2018, [ISBN: 978-975-8773-97-8]Kitabı okudu
"Peygamberimiz (sav)'e Hakaret Suç Sayılsın" Kanun Teklifi
Sonra, Mebus Münip Hayri Ürgüplü, Resûl-i Ekrem Efendimize karşı tecavüzde, sebb-ü şetimde bulunanlar (sövüp, küfredenler) hakkında Meclis'e bir kanun teklif etmişti. Bu teklif, millet tarafından da sayısız telgraflarla desteklenmişti. Meclis'te çok mücadeleler oldu, günlerce, haftalarca münâkaşalar cereyan etti. Netice ne oldu? Elbette ki başfarmasonun (
Celal Bayar
Celal Bayar
) emri yürüdü, kanun teklifi suya düştü. Şuna, buna sataşmak suç olduğu hâlde Resûl-i Ekrem Efendimize tecavüz suç sayılmaz hâlde kaldı.
Hızla güçlenen toprak aristokrasisinin gitgide zor duruma soktuğu kitleler, Bizans'taki Türk yanlısı harekete destek vermekteydi. Ama toplumsal bunalımın yanı sıra, dinsel bir bunalım da mevcuttu, Geniş mülklere sahip manastırlar, köylünün sömürülmesine katkıda bulunuyordu. Zenginliğe susamış ruhban'ın bir bölümü ahlâk dışı bir yaşam
Sayfa 94 - Lempire Ottoman. Arabölge Gerçeği Işığında Osmanlı Tarihine Bakış. İletişim Yayınları, Birinci Baskı 1996 İstanbul. [ISBN: 975-470-504-6]Kitabı okudu
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.