Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tarih - Din - Siyaset

Profil
Konya milletvekili Refik Bey (Koraltan) ve beş arkadaşı, 30 Mayıs 1925'te tekkelerin kapatılmasına ilişkin yasa tasarısını TBMM'ye sundu: Esasen türbeler, tekkeler ve zaviyeler gibi evler . .. memleketin içinde vasıtai idlal ve iğfal (baştan çıkarma aracı) olmuştur. Birer fesat menbağı (kargaşa kaynağı) olmuş ve zaman zaman memleketin, milletin azami zararlarını icap edecek hainane ifsadata (kargaşalara) zemin teşkil etmiştir.
Yüce Allah, bir kuluna devlet ve zafer nasip edecekse, onun için bir sebep halkeder.
Sayfa 92
Reklam
Yunanlı anneden çocuğunu zorla yeniçeri yapmak üzere koparan, basmakalıp “barbar Türk efendi” imajı, en trajik biçimini, Yunanistan'a Frenk etkisi altında sokulan Batı milliyetçiliğinin yuükselişiyle alacaktı. Bu imaj, Arabolge'de milliyetçilik-öncesi dönemde yaşanan olguyu tamamen çarpıtmaktadır. Çünkü bu türden milliyetçi tepkiler henüz ortada yoktu.
Sayfa 84 - Lempire Ottoman. Arabölge Gerçeği Işığında Osmanlı Tarihine Bakış. İletişim Yayınları, Birinci Baskı 1996 İstanbul. [ISBN: 975-470-504-6]Kitabı okudu
Adnan Menderes - Celal Bayar
"Başbakan(Adnan Menderes) 'a kalsa Müslümanlığın icapları yerine getirilecekti. Fakat baş farmason(
Celal Bayar
Celal Bayar
) buna mâni oluyor," diyordu. "Meselâ, Kur'an yazısıyla Türkçe neşriyat serbest olacakmış... Meselâ, Ayasofya İslâm ibadetine açılacak, minarelerinde ezanlar okunacakmış... Meselâ 163. Madde lâğvedilecekmiş (kaldırılacakmış)... O, bunları yapacakmış ama ah o baş farmason (
Celal Bayar
Celal Bayar
) yok mu, onu bir kere bertaraf edebilse!..
"Peygamberimiz (sav)'e Hakaret Suç Sayılsın" Kanun Teklifi
Sonra, Mebus Münip Hayri Ürgüplü, Resûl-i Ekrem Efendimize karşı tecavüzde, sebb-ü şetimde bulunanlar (sövüp, küfredenler) hakkında Meclis'e bir kanun teklif etmişti. Bu teklif, millet tarafından da sayısız telgraflarla desteklenmişti. Meclis'te çok mücadeleler oldu, günlerce, haftalarca münâkaşalar cereyan etti. Netice ne oldu? Elbette ki başfarmasonun (
Celal Bayar
Celal Bayar
) emri yürüdü, kanun teklifi suya düştü. Şuna, buna sataşmak suç olduğu hâlde Resûl-i Ekrem Efendimize tecavüz suç sayılmaz hâlde kaldı.
1896!
Eğer bugün bir devlet kurmak istiyorsak, bunu bin yıl önce mümkün olan şartlarla yapmayacağız. Pek çok siyonistin yaptığı gibi, uygarlığın eski dönemlerine geri dönmek aptalca olur. Örneğin, bir ülkeyi vahşi hayvanlardan temizlemek zorunda olduğumuzu varsayarsak, bu işin beşinci yüzyıl Avrupalıları tarzında yapılmaması gerekir. Ayı arayışında mızrak ve zıpkın kullanmamalı ve tek başımıza dışarı çıkmamalıyız; geniş ve aktif bir av partisi düzenleyip, hayvanları bir araya getirdikten sonra ortalarına bir melinit (dumansız barut) bombası atacağız.
Sayfa 42 - Der Judanstaat in Vieanna, Milenyum Yayınları Mart 2018, [ISBN: 978-975-8773-97-8]Kitabı okudu
Reklam
"Denizlere sokulmaya çabalayan kıtasal güç ile, onun elinden tüm önemli deniz tezgâhlarını kapmaya ve denizi tekeline almaya çalışan deniz gücü arasındaki çatışma, hemen her zaman (Doğu Sorununun) tüm büyük evrelerinin en karakteristik olgusu olagelmiştir."¹ Zaten tüm Avrasya uygarlıkları tarihinin genel bir karekteristiği olan bu saptamanın, Doğu Akdeniz açısından çok da özel bir değeri yoktur.² Ama ilginç olan, yazarın bundan çıkardığı sonuçtur: "Doğu sorununun kısa bir süre için gerekli koşulu, Birleşik bir Ege Devleti'nin oluşturulmasıydı. Yine geniş bir imparatorluk bunu Arşipel'in iki yakasında da oturttuğunda, Avrupa'nın güneydoğusunu bile içine alabilen bir barış ve dinginlik devri açılabiliyordu."³ ¹ Pierre Waltz, La Question d'Orient dans l'Antiquite ("Antik Çağ'da Doğu Sorunu"), Paris, Payot, 1942, s. 360-61. ² Bkz. L S. Stavrianos, The World to 1500. A Global History ("1500'e dek Dūnya. Küresel Bir Tarih"). Englewood Clills, Prentice Hall, 1970, 188, sayfadaki harita. ³Waltz, a.g.c.,s. 362-63.
Sayfa 146 - Lempire Ottoman. Arabölge Gerçeği Işığında Osmanlı Tarihine Bakış. İletişim Yayınları, Birinci Baskı 1996 İstanbul. [ISBN: 975-470-504-6]Kitabı okudu
"Zamanın şartları yeni siyasî oluşumlar ortaya çıkarmaya ne kadar uygun görünmüş olursa olsun, Hz. Muhammed(a.s.) o zamanki toplumu, dinî telkinlerinin kabulüne hazır ve kalplerinde henüz olgunlaşmamış arzuları orta- ya çıkaracak sesi bekler bir hâlde bulmadı. İşte böyle bir bekleyiş ruhu, Araplarda ve hatta Muhammedî girişimlerin en fazla yöneldiği ortalama Arabistan halkında yoktu. Bunlar bir mürşidin, hele ki hiç anlamadıkları "Resûlullah" unvanına sahip bir mürşidin tebliğini kabule hiç de hazır değillerdi." Not:Kitapta ("a.s.", "s.a.s" ve "s.a.v.") gibi kavramlar yer almadığı için bu kavramlar alıntıyla şahsım tarafından eklenmektedir.
Sayfa 48 - KapıKitabı okudu
1896
Filistin, hiçbir zaman unutmadığımız tarihi evimizdir. Filistin'in adı, halkımızı muhteşem bir kuvvetle cezbedecektir. Sultan Hazretleri bize Filistin'i verseydi, karşılığında Türkiye'nin bütün mali durumunu yeniden düzenlemeyi taahhüt edebilirdik. Orada, Asya'dan Avrupa'ya doğru gelen barbarlığa karşı medeniyetin sınır karakolunu oluşturabilirdik.
Sayfa 45 - Der Judanstaat in Vieanna, Milenyum Yayınları Mart 2018, [ISBN: 978-975-8773-97-8]Kitabı okudu
Yunanlıların kafasına ırksal nefreti Batılı aydınlar sokuyorsa da onları, Türkler aleyhine, toprak genişletilmesi anlamına gelen Megali Idea'yı gerçekleştirmeye itenler, büyük güçlerin diplomatlarıydı. Zaten bu düşüncenin isim babası, terimi ilk kez 1844'te kullanan ve Yunanistan'daki Fransız yanlısı kesimin başı olan loannis Kolettis'ti. Yunanlıları kışkırtan diplomatlara örnek olarak, 1877-78 arası İstanbul, 1880-86 arası da Atina'da görev yapan Fransa Büyükelçisi Charles de Moüy'ü (1834-1922) verebiliriz. Aynı Driault gibi De Moüy de Yunan çıkarlarına son kertede hizmetten çok zarar veren fanatik "Filelen"lerden (Yunan dostu), Türk düşmanlarından biriydi. Hellenismos'un (Rumluğun) Doğudaki "kutsal misyonu"na dair abartılı propagandalarıyla Yunanlıları 1922'deki hezimete itenler de bunlardı. Aslında De Moüy Yunanlıları Doğu'nun üstün ırkı olarak görüyordu. Yani sonuçta Yunanlılara Osmanlı İmparatorluğu içinde ayrıcalıklı bir yer verilmeliydi ki onlar da Batı'nın çıkarlarını bölgede savunsunlar. Aynı ayrıcalıklı yer daha sonra da İsrail'e verilecekti.
Sayfa 154 - Lempire Ottoman. Arabölge Gerçeği Işığında Osmanlı Tarihine Bakış. İletişim Yayınları, Birinci Baskı 1996 İstanbul. [ISBN: 975-470-504-6]Kitabı okudu
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.