... İslam'ın özü niteliğindeki Tevhid'i yalın bir matematik denklem gibi algılamak yeterli sayılır olmuştur. Müslüman bireyin bilincinde "iki kere iki eşittir dört" demekle, "Lailaheillallah, Muhammed'un Rasulullah" demek arasında zihinsel işlem değeri açısından kayda değer bir fark bırakılmamıştır.
Sayfa 84 - Profil Yayıncılık
İbn Kayyım el-Cevziyye (rah):
"KİŞİ, HAKİMİYET HAKKINI SADECE ALLAH'A VERMEDİĞİ SÜRECE TAGUTU (ŞEYTAN'I) İNKAR ETMİŞ OLMAZ."
(Tariku'l Hicreteyn s.63)
Hiç unutmayın ki ben düşüncelerimi öğretmem, açıklarım. Madde ister ilksiz ve sonsuz olsun, ister yaratılmış, edilgin bir ilke olsun ya da olmasın, şurası kesin ki bütün tektir ve tek bir zekânın varlığını bildirir; çünkü aynı sistem içinde düzenlenmemiş olan ve aynı amaca, yani kurulu düzen içinde bütünü korumaya yardım etmeyen hiçbir şey görmüyorum. İsteyen ve yapabilen bu Varlık, kendiliğinden etkin olan bu Varlık, kısacası, kim olursa olsun, evreni hareket ettiren ve şeyleri düzenleyen bu Varlık; ben bu Varlık’a Tanrı adını veriyorum. Bir araya getirmiş olduğum zekâ, güç, irade fikirlerini ve bunların zorunlu devamı olan iyilik fikrini bu ada katıyorum.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Nisan~2019Kitabı okudu
İslam’ın İnanç Sistemi
İşaret insanlar “La ilahe illallah” sözü yerine “La halika illah”(Allah’tan başka yaratan yoktur) demeye davet edilselerdi şüphesiz inanmayan çok az insan kalırdı. Dün de insanlar Allah’ın yaratıcı olduğunu kabul etmekte zorlanmıyorlardı bugün de kainatı yaratan bir Allah’ın varlığını kabul etmekte zorlanmıyorlar.
İnsanların çoğu yaratan ve nimetlerle donatan bir Allah’ı kolaylıkla kabul etmektedirler. Fakat kanun koyan, yöneten, cihatla emreden, emrine uymayanları hesaba çekecek olan ve kulluk isteyen bir yaratıcıyı kabul etmek insanların çoğuna zor gelmektedir.
Sayfa 35Kitabı okuyor
Tevhid ölü kitapların içinde kelimeler biçiminde, şirk ise toplumun içinde sınıflar biçiminde can buldu. Din fırka firka oldu, ümmet kavim kavim ve biz parça parça, her parça... ve her lokma yağlı, yumuşak, kolaylıkla yutulabilir.
Sayfa 13 - Fecr Yayınları
Muvafakat
Bunun gibi eğer bir kalp; aklî delilin sıfatları tümden veya kısmen nefyettiğine, emirlerini ve yasaklarını inkâr ettiğine veya ölümden sonra yeniden dirilişi ya da bunlara benzer konuları kesin olarak reddettiğine inanırsa, [1/21] ona Kitap'tan ve Sünnet'ten deliller göstermek hiçbir fayda vermez.
İbni Mesut, Tevhit Kalesi.
Rahman Sûresi'ni Kâbe'de, Allah'ın hakkı için okuyan, 6. Müslüman olan, çobanlıktan ilim adamlığına yürüyen, tevhid kalesi.
Önce Tevhid
Rib'î . Amir'e İran'ın kibirli komtanı Rüstem: Sizi buralara getiren ve bizimle savaşmaya sevk eden sebep nedir? diye sorar. Üzerinde çok basit elbiseler bulunan Hz. Rib'î bu soruya daha sonraları Müslümanların neredeyse şiarı haline gelecek olan şu müthiş cümleleri ile cevap verir:
- Biz, kulları kullara kul olmaktan kurtarıp yalnız Allah'a kul olmalarını sağlamak için geldik.
Allah'ın birliğine inanmayan kişi, tek olan Allah'ın kulu olamaz. Kur'an'ın ifadesi ile anlatırsak: "Allah: 'İki ilah edinmeyiniz o ancak tek ilahtır; sadece benden korkun.' dedi."
Başka bir değişle, tevhidin anlamı şudur: Varlığın tümü, bir tek gücün elindeki bir imparatorluk gibidir. Bütün insanların türedikleri kaynak birdir, insanlar aynı irade ile hidayete erer, aynı hedefe yönelir ve aynı tanrıya sahiptirler. Bütün güçler, işaretler ve değerler, Onun karşısında yok olur.
