Hakikî aptal, o boş kâğıdın üzerine hiçbir yazı yazmamış olan değil, saçma - sapan, kör - topal, yalan - yanlış şeyler karalamış ve onlara sımsıkı sarılmış olandır. Yâni, aptallıktan yola çıkıp akla varmamış ve yarı yolda kalmış idrâk cücesi...
Bu memlekette de bir gün sabah olursa, eğer bu memleketin sislenen alınyazısı dirençli bir elin güçlü dokunmasındaki titremle silkinip, şu donuk, şu paslanan yüzü halkın biraz gülerse O gün ben ölmemiş bile olsam, hayata pek az ilişkim olur kuşkusuz o gün benden ümidi kes, beni kötrüm ve çevremde bütün acımla unut çünkü kör, topal tükenik bakışlarım seni geçmişte görmek ister. Sen bütün etin kemiğin, kimliğinle yârısın ve şarkılar gibi hep hep kulaklarımda sesin..
Aptal dediğimiz çok defa üstüne hiçbir yazı yazılmamış boş kağıda benzer. Madem ki boştur, güzeli bulamamıştır. Fakat madem ki yine boştur, çirkinden kurtulmuştur. Aptalın şuuraltı veya şuurüstü kavrayışıyla bulunmuş, kim bilir ne erişilmez hakikatler var!
Hakikî aptal, o boş kağıdın üzerine hiçbir yazı yazmamış olan değil, saçma-sapan, kör-topal, yalan-yanlış şeyler karalamış ve onlara sımsıkı sarılmış olandır. Yani, aptallıktan yola çıkıp akla varmamış ve yarı yolda kalmış idrak cücesi..