Alışılmışlığın sınırlarını aşmak..
Zihnimi ters köşe yapmak istiyorum. Bize kitabı kim ilk sayfadan okumaya başlamamızı öğretti ve de öğütledi. Soldan sağa doğru yazıp okuyoruz.. Kelamın ve kalemin sahibi bile kutsal yaşam kitabını tam aksi sağdan sola doğru yazdırmış öylece okumayı göstermiş. Beynin yaratılıştaki melaikelerini yaşatma sürecindeki fonksiyonları da böylelikle korunuyor. Ben de her kitabı sonundan başına doğru okuyacağım artık. Bence ve böylece algım, bakışım ve idrakimde müthiş bir devrilme ve evrilme, gelişme yaşanacak. Kitabın sonundan okumaya başlayacağımdan kitabın ilk sayfasına geldiğimde artık bir bitiş yaşamayacağım. Her okuduğum kitabın sonunda bir başlangıç ile kalacam böylelikle. .. Bitişler bana göre değil. Yaratılışımın miheng taşı olan ahengimi yakalayacağım.. ✍🏻 🌾
...bu sıtma bağları hayvanlara gölgelik olan şu bir iki ağacı kaza baltasından kurtarmak için ziyaret yeri zannedilsin diye çobanların akıl ettikleri bir tedbir ve hile olsa gerektir. Vaktiyle İstanbul'un eski sokaklarının köşe olan yerlerinde birer mezar taşı bulunduğu gibi.
Reklam
Kemalizm konusunu da açıklığa kavuşturmak lazım. Bu ülkede herkesin Mustafa Kemal'e dair bir tavrı vardır.Çünkü o Türkiye Cumhuriyet’i demektir. Kubbelerin merkezindeki kilit taşı gibi vazgeçilmezdir; çekersen bina çöker. Gazi’yi ne kadar sevdiğimi saydığımı bir kez daha belirtmeme gerek yok sanırım.
Sayfa 244Kitabı okudu
238 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
"Roma'dan Hüdavendigar'a: Taşın Hikayesi"
21 Temmuz 1718 Rivayet edilir ki; vakt-i zamanında ahalinin adına Hüdavendigar dediği şehirlerin birinde, bedenen ölümünün üzerinden 322 sene geçmiş bir gencin ruhu şehrin tüm sokaklarını dolaşır, Ulu Camide namaz kılanların kaçıncı rekatta olduklarını unutturur, Osman ve Orhan Beylerin kabri başında nöbet tutan, oldukça ciddi askerleri güldürmek
Puslu Kıtalar Atlası
Puslu Kıtalar Atlasıİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınları · 202048,8bin okunma
222 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Bir yetimin romanı "Kuyucaklı Yusuf"
Sabahattin Ali'nin sade ve bir o kadar etkileyici betimleriyle insanı derinden etkileyen bu romanı harikaydı. Okurken dedim ki, bir insan nasıl hem bu kadar yalın, hem bu kadar mükemmel bir dil ile tasvir edilen durumu zihnimizde görselleştirmeyi başarabilir? Bu da ne kadar yetenekli bir yazar olduğunu ortaya koyuyor. Romanın konusundan biraz bahsedecek olursam: "Kuyucaklı Yusuf'' dokuz yaşındayken anası, babası eşkıya tarafından öldürülmüş, Kaymakam Salâhattin Bey tarafından evlatlık edinilmiştir. Nazilli'den Edremit'e atanan Salâhattin Bey, Yusuf'u okula gönderir, kızı Muazzez'den ayırt etmez. Ama Yusuf benliğinin derinliklerinde o yetimlik, evlatlık duygusunu hiç atmaz. Alttan alta özgür olmadığını sezinler, yaşamını denetleyen, onda hak sahibi olan başkalarıdır: Salâhattin Bey'dir." Sabahattin Ali'nin Türk edebiyatının en önemli, köşe taşı sayılan romanları vardır. Savaş alanindan, hastane koğuşuna, dokuma tezgâhından, koltuk meyhanesine, konak ve apartman yaşamından bireysel ve kültürel bunalıma, geniş bir toplumsal ve düşünsel coğrafyaya açılmış bir roman vardır ortada. Ben şimdi size " Kuyucaklı Yusuf"'u ne kadar anlatsam da anlatımındaki o muazzam yeteneğini okumadan ifade edebilmem mümkün değil. Hani derler ya, "anlatılmaz yaşanır" işte bu roman için de geçerli anlatılmaz okunur.
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021176bin okunma
Kabe’nin yapılışı hakkındaki rivayetlere göre..
Hazreti Adem ile Havva, cennetten çıkarıldıkları vakit, yeryüzünde Arafat’ta buluşurlar, beraberce batıya doğru yürürler. Kabe’nin bulunduğu yere gelirler. Bu esnada Adem aleyhisselam bu buluşmaya şükür olmak üzere Rabbine ibadet etmek ister ve cennette iken etrafında tavaf ederek ibadet ettiği nurdan sütunun tekrar kendisine verilmesini niyaz eder. işte o nurdan sütun orada tecelli eder ve Hazreti Adem, onun etrafında tavaf ederek Allah’a ibadette bulunur. Bu nurdan sütun, Hazreti Şit aleyhisselam zamanında kaybolur, yerinde siyah bir taş kalır. Bunun üzerine Hazreti Şit onun yerine taştan, onun gibi dört köşe olan bir bina yapar ve o siyah taşı binanın bir köşesine yerleştirir. işte bugün Hacer-i Esved diye bilinen siyah taş odur. Sonra Nuh tufanında bu bina, uzunca bir süre kumlar altında gizli kalır. Hazreti İbrahim, Allah‘ın emriyle Kabe’nin bulunduğu yere gider, oğlu İsmail aleyhisselam‘ı annesiyle birlikte orada iskan eder. Sonra İsmail aleyhisselam ile beraber Allah‘ın emri mucibince Kabe’nin bulunduğu yeri kazar. Hazreti Şit tarafından yapılan binanın temellerini bulur ve o temellerin üzerine Kabe-i Muazzama’yı inşa eder. İbrahim aleyhisselam Kâbe tamamlanınca Allah’a şöyle dua etmiştir: “Ey Rabbim! Burayı emin bir şehir yap. Halkından Allah’a ve ahiret gününe inananları çeşitli meyvelerle besle.” (el-Bakara,126)
Reklam
592 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.