Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Şeytanseverler”
Bu satırları okumaya başladığın andan itibaren ben diye bir şey kalmayacak. Ben, senin içinde ben olacağım. Olmalıyım, olabilmeliyim, bu benim son ödevim. Direnme, ön yargı ile yaklaşma, ab-ı hayat özlemi içinde olamayanlar, tutunamayanlar ve sen, anlık mutluluklar peşinde koşan ezikler, ezilmişler. Bu tavrı itici bulma, kinci gözle olaya bakma,
168 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Livaneli kalemini sevdiğim bir yazar, neredeyse bütün kitaplarını okudum. Bu kitap yazarın diğer kitaplarına pek benzemiyor. Tarihi kitap desem; Kösem Sultan ve Deli İbrahim dönemini anlatıyor olsa da, tarihi kitap grubuna dahil edemedim. Daha çok psikolojik tahlil ağırlıklı gibi. Konusuna gelince; Küçük bir çocuk iken Habeşistan'daki ailesinden koparılıp, yolculuğu esnasında hadım edilen ardından Osmanlı sarayına satılıp Harem ağalığına kadar yükselen bir kölenin gözünden Kösem Sultan ve Deli İbrahim döneminde yaşananları anlatıyor. Farklı konusu ve kurgusu ile beğenerek okuduğum çok güzel bir kitap. Yalnız şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Kitabın kapağından hoşlanmadım. Bazılarınızın bildiği gibi ben de bir yazarım. Sadece bir okur değil, yazar gözü ile baktığımda; Kapağın kitabın konusu hakkında fikir vermesi gerektiğini düşünürüm. Bence kapak, konuya pek uygun değil.
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201916,3bin okunma
Reklam
✏️Bir Eğitimcinin Gözünden 👁️👁️🕊️ Çok değil, burada 2 gün önce paylaştığım ileti hakkında kısaca birkaç cümlede bulunacağım. Aklıma takılanlar.. 〰️🔹 ✔️Bir arkadaşım yazmış: olur mu öyle şey, Osmanlı kadına değer vermez mi hiç? O zaman bu Kösem Sultanlar, Turhan Sultanlar neyin nesi? demiş. Tarihten kısaca hatırlayalım. Sultan I.
IV.Murad...
Dört kardeşinden üçünü idam ettirerek, içlerinden yalnız aklı biraz zayıf bulunan İbrahim'in hayatını anası Kösem Mahpeyker Sultan'ın himayesiyle lütfen bağışlamıştı. Fesat kaynağı olan yeniçeri ağasıyla ileri gelen zorbaları idam ve kul taifesinin fesadına sebep olan eşkıyanın her birerlerinin vücudunu "sahife-i ruzigardan nabud u napeyda" ederek "şol mertebe eşkıya kırmıştı ki bir kimsenin bir yerden baş göstermeye iktidarı kalmamıştı. Yatsı namazına fenersiz gidilemez ve yatsıdan sonra evlerde mum ve ateş yakılamazdı. Ne kadar kahvehane varsa hepsi yıktırılmış, yerlerine bekâr odaları yapılmıştı. Tütün içmek ve işret etmek, cezası idam olan en büyük cürümlerdendi. Geceleri damlara tırmanan casuslar, bacaları koklayarak tütün kokusu ararlardı. (Kızlarağasının Piçi Hikayesinden)
Keçi değil kuzu, İbrahim değil Yakup, kılıç değil testere
Osmanlı'da kadınların seçme ve seçilme hakkı yokmuş. Gel de inan! Akkoyunluzâde Mehlikâ Hanım ile Sokullu Mehmet Paşa'nın girdiği sadrazamlık seçiminde, Mehlikâ Hanım 24 oy farkla kaybetmişti. Kösem Sultan %43 oy alıp tahta çıktıktan sonra Güvenoyu talep edilmiş, yeterli çoğunluğu elde edemeyince Sultan IV. Murad hükümeti kurulmuştu. Her erkeğe en az 4 kadın meselesi ise III. Selim'in seçim vaadi idi. Tutmadı o da. Öyle olmasa dedemin babasının en az 2 avradı olurdu. Hayli soruşturdum. Zurriyetinde birden fazla eş bulunan birkaç doğulu arkadaş var sadece. Karısına üç kez "boş ol" deyip sokağa salana "ananı da gönder" denirdi. Bu olayların artması sonucu metrekare başına 7 deyyus düşer oldu. Kadın kocasının 2 metre gerisinden yürürdü. Çünkü erkeklerin elinde 99'luk tesbihler olurdu ve sürekli "boşol boşol" diyerek adeta vird cekerlerdi. Kadınlar da bu kelimeyi 3 kez duyup dul kalmamak için 2 adım geriden yürürdü. Osmanlı'da kadınlar otomobile binemezdi. Çünkü o yıllarda henüz teknoloji bu kadar gelişmediği için otomobil camlarına çekilen siyah filmler icat edilmemişti. En kötüsü ise Osmanlı'da kadına "kadın" demek yasaktı. Çünkü Kadı'ların izzet-i itibarı zan altında kalıyordu. Bu yüzden Osmanlı'da kadına "bunaltan, yıldıran, bezdiren ve dır dır etmekten başka hiçbir halta yaramayan" manasına gelen "bayan" denirdi. Bunları bilmeyecek kadar cahil olamazsınız yahu.
Gizemli okur

Gizemli okur

@06Kalem06
·
18 Ağustos 2023 22:32
100 yıl önce köle pazarında 3-5 akçeye satılan kadınları, köle pazarından alıp meclise sokan Cumhurbaşkanına, "ATATÜRK" denir..! 🇹🇷🕊️ 〰️🔹 Allah için lütfen Osmanlı'yı neslimi ecdadımı kötülediğim falan yok. İletiyi nereye çekiyorsunuz? Allah rızası için diyorum. Ben sadece bildiğim "Osmanlı toplum sosyolojisini
Neydi aradığım, neydi amacım, neydi şaşkınlığım, mey mi içmiştim güpe gündüz, güneş yerine ay ışığının aydınlığını mı tercih etmiştim gündüzleri, geceleri mehtabı kollarken, aşkın mey’ini mi aramıştım ay’ın gölgesinde! Bilmiyorum, hiç bir şey bilmiyorum. Cleopatra, Marie Antoinette, Padme Amidala, Turuvalı Helen, Kösem Sultan, Anne Boleyn ve adını bilmediğim binlercesisinin içinden ben gibi bir tanesi, aşk tanesi, mey sahibesi, Barakmuslu Mezarlığının bekçisi ve davetedicisi, ıslık çaldı bir kere! Ruh ikizim dedim, göz kırptı, ruhumun ta kendisi dedim, gel dedi, artık anka kuşu değilim kaf dağını da terkeylerim dedim. Büyülenmiş gözler, mühürlenmiş kalpler, şehvet içinde yüzdüren periler; görünen yüzleri ile sözde sevgililer.
Reklam
Osmanlı tarihinin, en fettan, en işveli, en ince hesaplı, yerinde en hamleli ve hile dehasında en ileri saray kadınlarından biri olan Kösem Sultan, ağalar saltanatının bir nevi kurucusudur.
Sayfa 120 - KÖSEM SULTANKitabı okudu
168 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Tabiki Livaneli yine şaşırtmadı ! Çok güzeldi
Padişahın hadım kölesinin dilinden anlatılan bu romanla Livaneli’ye bir kez daha hayran kaldım. Adam akıcı yazıyor arkadaşlar okuduğum 3. Kitabıydı . Kardeşimin hikayesi ile başladığım Livaneli yolculuğuna serenad ile devam ettim ve bu kitap ile şimdilik nokta koydum. Sevdiğim insanlara Livaneli kitapları önermekten hiç imtina etmedim , etmeyeceğim. Küçük bir çocuk iken Habeşistan'daki ailesinden koparılıp, yolculuğu esnasında hadım edilen (çok acıklı bir hadım edilişti ) ardından Osmanlı sarayına satılıp Harem ağalığına kadar yükselen bir kölenin (Süleyman) gözünden Kösem Sultan ve Deli İbrahim döneminde yaşananları anlatıyor. Saray, harem, entrikalar, Osmanlı halkı, cellatlar hepsinin dolu dolu anlatıldığı akıcı bir kitaptı. Tarih kitabı gibi görünse de ne bir padişah ne de vezir isimlerinden bahsedilmiş.Biraz tarih bilgisi ve küçücük Google aramasıyla dönemi anlayabiliyoruz. İnsan psikolojisinin güç karşısındaki değişimini bize zorlamadan , sıkmadan , akıcı bir üslupla aktaran bu kitabı bir çırpıda bitireceğinize eminim .
Engereğin Gözü
Engereğin GözüZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 201916,3bin okunma
"Ve kötülüğün dilini, huyunu öğrenmeden mümkün değil onu altetmek anlaşılan" Turan Oflazoğlu/ Kösem Sultan
Sayfa 237Kitabı okudu
270 syf.
9/10 puan verdi
Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler her şeyden önce yazarı ve adıyla beni cezbeden bir kitap oldu. Çünkü merhum İnalcık Hoca günümüzdeki bir takım şarlatanlarla adı aynı cümlede bile geçmeyecek kadar ciddi ve hakiki bir tarihçiydi. Daha önce NTV Yayınlarının bastığı eseri Kronik Kitap tekrar yayımladı. Hoca'nın farklı zamanlarda Osmanlı tarihindeki farklı konular üzerine yazdığı makalelerin derlendiğini görüyoruz. İsminden dolayı popüler tarihçilik tarzı bir anlatım bekleyenler umduklarını bulamayacaklardır. Zira Hoca'nın belgeye dayanan, sahici üslubu hemen her yazıda kendine yer edinmiş durumda. Özellikle Osmanlı'nın ilk yüz, yüz elli yılı ve kuruluş dönemi karakterleri rivayetlerle gerçeklerin birbirine karıştıkları bir alana dönmüş durumda. Bu nedenle gerçek sandığımız bazı şeyler gerçek değil. Hoca bunun çözümü için bir metot geliştirmiş ve tarihe coğrafyayı da katarak dağ, bayır demeden yıllarca mekan dolaşmış. Kitapta 18 farklı yazı var. Çaka Bey, Ertuğrul Gazi, Osman Bey, Orhan Gazi, I. Murad, Çelebi Mehmed, İstanbul'un Fethi ve Fatih Sultan Mehmed, II. Osman, Kösem Sultan gibi karakterlerin ağırlıkta olduğu bir çalışma olmuş. Tarih severlere tavsiye edilir.
Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler
Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve GerçeklerHalil İnalcık · Kronik Kitap · 20171,696 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.