Ümit, geleceğe olumlu bakabilme duygusu doyurulmamış sürekli olumsuz senaryolar ve kötü dünya sendromu içine sokulan bir kişi kendisine de çevresine de bir şey veremez. Acıdan, hüzünden, pişmanlıktan gayrı! İyimser olabilme duygusundan uzak kalış her şeyi anlamsızlaştırır.
Dünyanın kötüye gittiğini düşünenlerde üç türlü tepki göze çarpar: Şiddeti örnek alıp şiddet davranışını arttırmak, şiddete karşı duyarsızlaşmak ve korkuya kapılıp kendilerini şiddet kurbanı gibi algılayarak kaçınma davranışı geliştirmek.
Film önerisi isteyenlerin ilgisini çekeceğini düşünüyorum..
1- Yağmur Adam (Otizm)
2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı)
3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam)
4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
6- Akıl Oyunları (Şizofreni)
7- Wilber Ölmek
Birinci bölümde bilincin salt fiziksellik ile açıklanabilecek bir durum olduğunu söyleyen tekçi ve bilincin maddeden fazla bir şey gerektirdiğini söyleyen ikici bilinç kuramları genel hatlarıyla ele alındıktan sonra tarafsız tekçilik, idealizm ve modern anlayışta insan bilincinin bilgisayar metaforuyla açıklanmasına temel teşkil eden işlevselcilik
lk baskısı 1954 yılında yayınlanan Yüzüklerin Efendisi serisi; bizi Orta Dünya'nın tam ortasına ışınlayan, 3. çağın kurgusu ile sarıp sarmalayan muhteşem bir üçleme. Fantastik Edebiyat'ın temel eserlerinin öncüsü niteligindeki bu seri, yayımlandığı dönemden bugüne kadar aldığı onlarca övgüye karşın bir o kadar da nefret almış. Kimi mitoloji olarak
Albayım kulağa ne güzel gelen bir hitapmış albayım. Bunu, pek sevdiğiniz Hikmet Benol’un acılı tatlılı biraz da şizofrenik hikayesinde gördüm yüzlerce cümlede. Pek hoşuma gitti ne yalan söyleyeyim, öykündüm ben de keşke bir albay tanıdığım olsa ve albayım desem ona diye. Ama bir albaya sahip olmak değil mesele albayım; mesele albayım hitabının bu