Şehirli bir çocuğun köy sofrasına özlemi gibi sevdim seni...
Şehirli bir çocuğun köy sofrasına özlemi gibi sevdim seni,neyse.. Yine bir gece , Yine hüzün, göz bebeklerim yağmurlu yine. Velhasıl derdim çok, En büyüğü s*ns*zl*k, Yazacak cesaretim yok..
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
"Geleneksel Fast Food" !!!
Geçtiğimiz gün Taksim'den geçerken gözüme ilişen bir iş yerinin levhası adeta burada dillendirmeye çalıştıklarımızı özetler mahiyette idi. "Geleneksel fast food" Şimdi bu üç kelimelik kalıbı nasıl okumalı? 'Geleneksel olan'la 'fast olan'a aynı anda yapılan gönderme toplumsal zihniyetimizin, anlam dünyamızın nasıl alt üst olduğuna mı işaret etmektedir? Yoksa bunu elimizden kayıp giden değerlerin yeni bir formda ifadelendirilmesi arayışı olarak mı okumalıyız? Geleneksel olana vurgu yaparken kendi dilini bile koruyamayan, bunun kaygısını duymayan bir dikkatsizlik, küreselleşme adına acele hazırlanmış bir 'paket servis'i önünüze koymaktan çekinmiyor. Geleneksel değere duyulan özlemi küreselleştirip tecime elverişli bir kültür haline getiren bu süreç olsa olsa 'Küresel köy devrimi' olabilir. Her devrim gibi yıkan, parçalayan ama inkılap etmeyen, değer inşa etmeyen bir devrim... Küresel köy haline gelen dünyamızda, metropollere taşındıkça daha çok köylüleşiyoruz.
Sayfa 207 - BÜYÜYEN AYKitabı okudu
Aydınlık, ileri Türkiye özlemi ne yazık karanlığa, geriliğe, gericiliğe dönüştü.
Sayfa 126
Bazen gün ortasında dağlara çıkıyor, ormanda yürüyordum. Reçineli, kocaman, yaşlı çamların arasında yapayalnız hissediyordum kendimi. Yukarıda bir kayanın tepesinde ortaçağdan kalma bir kale harabesi vardı. Küçük köy aşağılarda zar zor görünüyordu oradan. Güneş ışıl ışıl, gökyüzü masmavidir, her yanda korkunç bir sessizlik vardır... İşte öyle anlarda bir yerlerin özlemi çökerdi içime ve dümdüz gidecek olursam, uzun süre yürürsem, ta gökyüzüyle yerin birleştiği yere kadar gidersem yaşamın gizemini orada bulacağımı, bir anda bizimkinden bin kez daha güçlü, gürültülü, yepyeni bir yaşamla tanışacağımı düşünür, orada içinde saraylarıyla, gürültüsüyle, kalabalığıyla, canlı yaşamıyla Napoli gibi büyük bir kent hayal ederdim...
yaşmaya deyerese ölüm guzel
Yokluğun buz gibi soğuk Uzaklardan bir ses olmanı isterdim, bir selam, bir nefes... 'Üşüme' diye seslenmeni isterdim... Bir el olmanı isterdim, bir kol... 'Özledim' deyip sarılmanı... En karanlık yerinde düşlerimin çıkıp gelmeni isterdim kınalı bir bahar gibi, umut ışığı olmanı isterdim hayatıma... Gelseydin ve yaslasaydım başımı omuzuna,
Sayfa 457 - özlem ve ölüm
Reklam
43 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.