Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
"Kelle kesildikten sonra, saçların ardından ağlanır mı?"
Biraz sıkılarak okuduğum bir kitap oldu. Dostoyevski' nın diğer eserleri gibi değil.
Farklı bir eser. Yine de zevk alabileceğiniz bölümlerde var. Karakterler ilginç, bazen kızdırır, bazen güldürür, bazen düşündürür... Yine karakter analizleri muhteşem...Aşk, bağlılık, kibir, erdem gibi konularla harmanlanmış bol karşılıklı konuşmalar içeren bir kitap... iyi okumalar dilerim...
KÖᖇᒪᑌ̈K~ᒍOᔕᗴ ᔕᗩᖇᗩᗰᗴGO
#kitapyorumu
Kitaba başlamak için şöyle bir kapağını açtığımda noktalamadan çok uzak olan yazısından çokça ürktüm doğrusu ama yanılmışım tek solukta bitirdiğim bir kitap oldu. Bulaşıcı körlük sonucunda ahlaki çöküş nasıl olur tam olarak bunu görüyoruz. Bilinmeyen bir zamanın adı olmayan bir ülkesinde geçiyor roman. Kahramanların da adı yok sadece sıfatlar var. Doktor,doktorun karısı, koyu renk gözlüklü genç kız gibi. Tam da yaşadığımız şu pandemi sürecinde çok etkilenerek okunabilir bence. Trafikte bir adamın ansızın kör olmasıyla başlıyor kitap. Ama sıradan bir körlük değil beyaz bir körlük bu. Salgının göz doktoruna da bulaşmasıyla karısının da kör numarası yaparak körlerin arasındaki savaşına şahitlik edeceğiniz Nobel ödüllü bu distopyayı mutlaka okuyun çünkü asıl macera bu körlerin akıl hastanesine kapatıldığı andan itibaren başlıyor
️️️️️️️️️️️️️️️
ÇAĞLAR ÜSTÜ MUTLAK NİZÂMA DOĞRU!
Akıncıfikir Mecmuası olarak bu sayımızda içerisinde hapsolduğumuz modern dünyayı “İslâm’a muhatap anlayış” zaviyesinden ölçülendirmek ve yaklaşık iki asırdır uzak bulunduğumuz ruh iklimini tasvir etmek gayesindeyiz. Kelimelerin yer yer billurlaşması yer yer de koyu katran misali oluşu hakikatini “Sihirli Sözcükler” yazısı üzerinden irdeliyor, Cahit Zarifoğlu’nda aşk kavramının mânasını ararken toplumumuzu târumar eden ateizm dalgasını ilmi deliller ışığında masaya yatırıyoruz. Kanayan yaramız Doğu Türkistan’ı bizzat bu toprakların öz çocuğundan dinliyor ve Müslümanlarıbu konuda kıyama davet ediyoruz. Aile mefhumunun ortasından çatırdağı günümüzde gittikçe artan boşanmaların tarihiseyrini okuyucuya sunarken Kant üzerinden Batılı bir kafadan eğitime dair hikmet kırıntılarını ortaya koyuyor ve mutlak kurtuluşun O’na imtisalde olduğunu ısrarla haykırıyoruz. Biz Müslüman gençlik için kalemlerini bileyen ve hakikatin mutlak olarak İslâm’da olduğunu cemiyete fehmettirmeye gayret eden bir avuç genciz. Bu davanın tamamlanacağı muhakkak, gayemiz bu davayı taşımaya layık olmak ve Müslüman gençliği cem olma noktasında harekete geçirmek. Bizimle misin? “Allah Müminlerin yardımcısıdır. Gayret bizden tevfik O’ndan!” diyerek sizleri Allah Teâlaya emânet ediyoruz.
Derginin pdfsi aşağıdadır buyrunuz efendim:
yadi.sk/i/iq8Y13NQ0n54fw
214 syf.
10/10 puan verdi
Yakup Kadri Karaosmanoğlu/ Yaban
Merhaba arkadaşlar
"Türk edebiyatında aydın-halk arasındaki uçurumu açık bir şekilde ele alan Yakup Kadri Karaosmanoğlu romanı Roman Kurtuluş Savaşı döneminde, Eskişehir'in sınırları içinde Porsuk Çayı'na yakın bir köyde yaşayan ahaliyle buraya sonradan gelmiş İstanbullu bir "yaban"ı
Kabuk, @selyayincilik .
. Kitapta üç kuşak ile karşılaşıyorsunuz.Üç kadının gözünden hikayelerini okuyoruz.Kabuklarına sığmaya çalışan,kabuğuna sığamayan,çaresizliği yaşayan ve bu çaresizlikle başa çıkamayan kişiler var.Yaşadıkları delirtiyor mu insanı acaba?Yada deliliğemi vuruyoruz kendimizi?Kanayan ellerimizi görüyoruz.Dayanmaya çalışıyoruz. Peki ya yalnızlık!Ailen olmadan kimsesiz kalmak.Yalnızlığa alışmaktan ziyade yalnızlığa mecbur olmak.Seçim değil burdaki zorunluluk.
.
Kabuk kitabı okuduğum yorumlardan dolayı benim gözümü korkutan bir kitaptı.Üç farklı kişinin bakış açısı ile anlattığı için karmaşık gözüküyor.Ben önlem olarak kağıdımı ve kalemimi hazırladım.Bir birleri ile olan ilişkilerini not ettim.Okumasıda gayet keyifli oldu️Çok hoş bir kitaptı benim gözümde.Okumayı düşünen varsa bekletmesin derimKeyifli okumalar olsun.
.
Sepetin dibinde unutulmuş bir patates gibiyim.Çürüyorum. .
Özlemek çok garip bir duygu.Çok çılgın.Çok acıklı.Çok yoğun,çilek reçeli gibi koyu.Ateş ne kadar çoksa o kadar yapışkan.
.
Bir erkeğin aşkı çok şaşırtıcıdır.Her zaman öyledir.Sıradan bir kadına aşık olur ve kayıtsız şartsız kabul eder,o yer yüzünün en eşsiz varlığıdır.
Eveeett dostoyevski bu şakaya gelmez Bitirdim mi? Kitabı bitirdim çok şükür fakat biraz devam etmek adına kendimi ikna etmek zorunda kalıyordum bu yüzden ciddi bir enerji sarfetmiş oldum neden yarim birakmadim çünkü bir işi yarim bırakmak mizacımda yok Başta böyleydi sonra sonlara doğruu karakterleremi alıştım foma fomiç mi beni etkiledi bilemiyorum "ya da kitap bitiyor diyede olabilir" keyf almaya başladım. Velhasıl rus romanı malumdur ki herşeyin en ince detayı dillendirilir bu yüzden kitap uzamış ve diyalog diyalog diyalog... Bana kattığı şey birbirinin tam tersi olan 2 karakterle yakından tanıstım ve iyilerin dünyası olmadığına bir kez daha kanaat getirdim... Çok da iyi şeyler soylememis olsamda bu benim kanaatim keyifli okumalar dilerim