Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Almanlar için sabotajdan o adamların sorumlu olup olmadıkları önemli değildi
Kaç Polonyalıyı öldürdükle­rine de aldırmıyorlardı, ne kadar çok öldürürlerse o kadar iyiydi onlara göre. Makineli tüfek ya da Luger sesi duyduğu­muzda kafamızı kaldırıp bakmamayı öğrenmiştik. Ve Kuzey Afrika'da İngiltere'ye, doğudaysa Rusya'ya karşı verdikleri savaşı sürdürebilmek için Almanlar, Polon­yalıları çalıştırmaya kararlıydılar. Ölümüne çalıştırıyorlar­ dı. Her gün bir tanıdığımızın, bir komşumuzun alındığını duyuyorduk. Buna Lapanka* deniyordu. Polonya'nın Al­manlara boyun eğen resmi yönetimi işçilerden gruplar oluş­turuyordu. On sekiz ila kırk yaş arasındaki herkes, kadın ya da erkek her an çalıştırılmak üzere kamyonlara konulup gö­türülebilirdi. Nereye götürüyorlardı? Kimse bilmese de herkesin bir tahmini vardı. Almanya'ya? Doğu cephesine? Bazıları topla­nanların köle işçi olarak çalıştırıldığını söylüyorlardı. Diğer­ leri Almanların, Ruslar ve İngilizlerle savaşmak için neferle­re ihtiyaç olduğunu söylüyordu. Ortalıktaki en kötü söylen­ti toplanan Polonyalıların hapse atıldıkları ya da öldürüldük­leriydi. Almanların bizi küçük gördüklerini biliyorduk. Koy­dukları her ezici, aşağılayıcı kanunla bunu hatırlatıyorlardı. Her keyfi ceza, sokaktaki her duyuru bunun ispatıydı. Bize küfrediyorlardı. Gece gündüz gürleyerek şehre gelen boş kamyonlar Polonyalılarla dolduruluyor, yine gürleyerek şe­hirden gidiyorlardı.
Sayfa 93 - Say Yayınları, 1.Baskı 2009 İstanbul - Lapanka* (Lehçe; II. Dünya Savaşı'nda Almanya işgali altındaki Polonya' da asker­lerin sivilleri toplayarak çalışma kamplarına götürmesi veya öldürmesi.)Kitabı okuyor
Haberler, olumsuz duyuru birikiminden başka bir şey değildir. Haberlerde işsizlik, sel, iklimsel felaketler, enerji krizi, iflas eden bankalar, terör saldırıları ve böyle bir saldırının hedefi olma ihtimalimizi duyarız. Bahsettiğim bu olasılıklar, her akşam yatağa yatmadan evvel bize anlatılan dehşet dolu senaryoların sadece küçük bir bölümüdür. Tüm dünyada gerçekleşen felaketlerden toplanılarak hazırlanan ve en korkunç resimlerle desteklenen haberleri anlattıktan sonra, sunucu gülümseyerek bize iyi geceler diler. Bu gece nasıl iyi olabilir ki ?
Reklam
BİR ZAMAN YOLCUSU: SELİM PUSAT (RUH ADAM ROMANI) Ruh Adam, Atsız'ın tarihî romanlarına göre hayli değişiktir; bir tür post modern romandır. Bu sebeple romanı incelerken biz de farklı bir yol izlemeyi tercih ettik. Selim Pusat'ın ve Romanın Hikâyesi: Selim Pusat adını ilk defa 08 Haziran 1951 tarihinde, Orkun dergisinin 36. sayısında
Haberler, olumsuz duyuru birikiminden başka bir şey değildir. Haberlerde işsizlik , sel, iklimsel fela- ketler, enerji krizi, iflas eden bankalar, terör saldırıları ve böyle bir saldırıların hedefi olma ihtimalimizi duyarız. Bahsettiğim bu olasılıklar, her akşam yatağa yatmadan evvel bize anlatılan dehşet dolu senaryolarin sadece küçük bir bölümüdür. Tüm dünyada gerçekleşen felaketlerden toplanılarak hazırlanan ve en korkunç resimlerle desteklenen haberleri anlattıktan sonra, sunucu gülümseyerek bize iyi geceler diler. Bu gece nasil iyi olabilir? Korku uyandırıp kuvvetlendirmek için en uygun iletişim aracı haberler ve gazetelerdir. Onlarin sayesinde sürekli savunma pozisyonunda bulunuruz ve bu, bedenimize çok ağır gelir. Kendimizi gitgide daha zayıf ve güçsüz hissederiz ve kisa bir süre sonra tüm ümidimizi yitiririz. Düşüncelerimiz endişe enerjisine esir düştüğü anda, korkularımızı doğrulayan olaylar yaşamımıza çekmeye başlarız.
Küçük çocuklar insan iletişiminin doğası gereği karşılık­lı olduğunun farkındadırlar ve ortak dikkatle bilgi edinme­ye doğuştan yatkındırlar. O nedenle benlik algısının gelişmesi için karşılıklı tecrübeye dayalı bir dönemden geçmeleri gerekir. 2003'te yapılan bir deneyde üç gruba ayrılan Amerikalı bebek­lere Mandarin dili öğretildi (video, ses kaydı ve kanlı canlı bir öğretmenle). Sadece gerçek bir öğretmeni olan çocuklar bir şey­ler öğrenebildi. Ortak dikkat insanda bilinçli öğrenmenin baş­langıç noktasıdır. O yüzden bebekler konuşmayı videodan, ses kaydından ya da ana babaların konuşmalarına kulak misafiri olarak öğrenemez. Bunu yapabilecek şekilde evrim geçirmedik. Farklı kişiler olduğumuzu doğrulamak için karşılıklılığa gerek­sinim duyarız. Konuşurken yaptığımız şey, sesli bir robot ya da alarmı çalan bir saat gibi duyuru yapmaktan ibaret değildir. Konuşurken bir başkasının zihnini hedef alır; karşı taraftan, sadece sizi duyduğunu gösteren basit bir tepki bile olsa yanıt bekleriz. Çıkardığımız duygu sesleri -gülme ve ağlama- da güç­lü bir iletişim sağlar. Hatta gülme, hele hele tanıdığımız biri gü­lüyorsa son derece bulaşıcıdır.
Sayfa 112 - domingo yayınları.
Eğer Allah'ın indinde olanın daha hayırlı olduğunu idrak edebilirsek, ilişkilerimiz de kolaylaşacak. Bir dahaki sefere bir arkadaşımızla yahut aileden biriyle aramızda bir gerginlik oluştuğunda ve münakaşa ederken gururumuz ayağımıza dolanıp durduğunda; Allah'ın katında olanın daha hayırlı olduğunu ve bu alemin biz hiç anlayamadan geçip
Reklam
Duyuru!
"Hanimlar beyler,eskidendi o kıyafetine göre insan seçme dönemi.Şimdi kıyafet bariyerleri kalktı ortadan.Misal,üzerinizdeki pahalı olduğu düşünülen kyafetlerinizin aynısını sizinle ayni mertebede olmayanlar da giyebiliyor.Moda,artık bir ayrımın kalkanı olmaktan çıktı.Bilginize.."
Sayfa 14
Küçük bir azınlığın zenginliği ve silahları elinde bulundurduğu bir dünyada demokratik bir toplum yaratamayız. Kararları onu hâlâ tahrip etmeyi sürdürenler alırken, gezegenin sağlığını iyileştiremeyiz.
47 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.