Atsız'ın Kalem Kavgaları ve Kalem Kavgalarında Atsız Üslubu
1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları” ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Bu tabiri Atsız, 1956 yılında Ocak gazetesinde yazdığı "Bir Felsefe Öğretmeninin Yanlışları"
Maydanoz ❤️❤️seni her elime aldığımda bu hikayeyi hep yaşatacaksın bana😔
Mutfak kapısının önünde, yerde, tam çocuğun ayaklarının dibinde, ağzı burnu kan içinde bir anne.
Başından omzuna kayan eşarbın üstünde martılar var.
Kocasının yumrukları altında bir yandan yalvarıp, diğer yandan kollarıyla kendini korumaya çalışıyor.
Çocuğun korku dolu
1930'lardaki kalem kavgaları: Atsız, kalem kavgalarıyla da tanınmış bir isimdir. Onun deyişiyle "mürekkepli kalem tartışmaları”208 ilk yazı hayatından vefatına kadar sürer. Atsız Mecmua'dan, Ötüken'in son sayılarına kadar. Atsız Mecmua'da ve Orhun'un ilk dizisinde eleştirdiği veya kalem kavgasına giriştiği kişiler
Bugün burda, Weimar'da hava her zamanki gibi kasvetli ama masamda duran mektuplarından yayılan leylak kokusu odamı bağa, bostana çeviriyor. Gözlerimi kapatıyorum, tahayyülde; eğilip yerden taze ve sulu bir salatalığı dalından koparıp sana uzatıyorum sanki. Sonra bostanın sahibi hacı hüseyin çıka geliyor. bana doğru gelen hızlı adımlarına ağzından saçılan galiz küfürler eşlik ediyor. "o elindeki hıyarı senin g*tüne sokarım anasını bellediğimin gavuru" ne demek ya böyle küfür edilir mi diyip hemen gözlerimi açıyorum ve işte yine kasvetli odamda sana duyduğum hasretimle başbaşayım.
Hakaret etmek için kullanılan kelimeler de küfürler gibi bir çelişki içeriyor sanki. İnsan bir kelimenin kötü bir anlama geldiği için hakaret sayılacağını düşünüyor; oysa pratikte hakaret bağlamındaki değerinin, kelimenin asıl anlamıyla uzaktan yakından alakası yok. Sözgelimi bir Londralıya edilebilecek en büyük hakaret ona "piç" demek
وَقُلْ رَبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ
Ve de ki: "Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım."
وَأَعُوذُ بِكَ رَبِّ أَنْ يَحْضُرُونِ
"Rabbim! (Onların) yanımda bulunmalarından dahi sana sığınırım."
""Şeytan evvelâ şübheyi kalbe atar. Eğer kalb kabûl etmezse, şübheden şetme (çirkin söze) döner. Hayâle karşı, şetme benzer bazı pis hâtıraları ve münâfi-i edeb (edebe zıd) çirkin hâlleri tasvir eder. Kalbe 'Eyvah!' dedirtir. Ye'se (ümidsizliğe) düşürtür. Vesveseli adam zanneder ki, kalbi Rabbine karşı sû'-i edebde (edebsizlikte) bulunuyor. Müdhiş bir halecan ve heyecan hisseder. Bundan kurtulmak için huzurdan kaçar, gaflete dalmak ister. Bu yaranın merhemi budur: Bak ey bîçâre vesveseli adam! Telâş etme! Çünki senin hatırına gelen şetim değil, belki tahayyüldür (hayal etmektir). Tahayyül-i küfür (küfrü hayal etmek) küfür olmadığı gibi, tahayyül-i şetim (çirkin sözleri hayal etmek) dâhi şetim değildir. Zîrâ mantıkça, tahayyül hüküm değildir. Şetim ise hükümdür. Hem bununla berâber, o çirkin sözler senin kalbinin sözleri değil. Çünki senin kalbin ondan müteessir ve müteessiftir (üzülür ve esef duyar). Belki kalbe yakın olan lümme-i şeytânîden (şeytanın vesvesesini üflediği bir noktadan) geliyor."
Kaynak (Sözler, 21. Söz, 96)"
Bir şizofrenin sevdiği gibi seviyorum seni
Bir çok farklı tarafım ve kişiliğim ile
Bir kişiliğimde Eşsiz varlık
Bir kişiliğimde mağdursun
Yazıp sildiklerim geliyor gözümün önüne
Küfür ederek intikam yeminleri
Yada Mecnun'un aşk nameleri
Ortası yok aslında duygularımın
Bir yanım cehennem ateşi
Diğer yanım anne kucağı
Sen ikisine de sığmıyorsun
Sığdıracak bir sığınak bulamadım içimde
İmkansızlık diye kaydettim defterime seni
Ulaşsam mutlu değilim
Uzakta olmana ise kalbim izin vermiyor
Ya selan okunmalı içimde yada çiçekler serilmeli önüne
6 ve 7 arasında kaldım o yüzden 6.5/10'da karar kıldım. Gözleriniz o buçuğu da görsün lütfen.
Neyse bu kitap slowburn'ü iliklerinize kadar hissedeceğiniz, karakterlerin özenle yazıldığını düşündüğüm, içinde bazı tuhaf durumlar olan bir kitaptı. Spoi vermeden incelememi yapacağım.
Aurora bir zamanlar annesiyle yaşadığı kasabaya geri
Geçtiğimiz senelerde Jane Eyre ve Uğultulu Tepeler’i okumam vesilesiyle Charlotte Brontë ve Emily Brontë ile tanışma şerefine erişmiştim. Mükemmel eserleri hâlâ hafızamda, bazı detayları eksik haliyle tabii. Kardeşleri Anne Brontë ile de henüz tanışabildim. Fakat ablaları kadar okunmaması beni çok şaşırttı öncelikle. Çünkü şu an kitaplığımda