İnceden sarma bir sigara, inceden bir bardak, Jak danyel isimli bir şişe, hicran isimli bir yara, tuhaf isimli bir roman, kafamız iyi!...
"Bitse ne olur, bitmese ne?"
Sokak jargonuyla yazılmış, bol miktarda argo ve küfür içeren bir kitap.. Genellikle içsel konuşmalardan oluşuyor ve bu konuşmaların muhatabı Müzeyyen. Ama gelin görün ki içsel olarak sürekli Müzeyyen'le konuşan karakterimiz gerçek bir konuşma yapamıyor hiç..
Kitabı okurken bazen adamın içinden mi yoksa dışından mı konuştuğunu kaçırdığım yerler oldu..
Sanki 60 sayfalık bir romanı okumuş gibi değil de dakikalarca sürmüş ağır bir dram filmini seyredip, bitmesine rağmen koltuğa çakılı kalmış gibi hissettim kendimi.
"Her şeyin iyi gittiğini nerden çıkarıyorsun?" dedi.
"Herif rüzgârı kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarısı."
"Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku," dedim.
Ve evet ben de artık daha fazla çay içmek istemiyorum :)