Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
112 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Büyük okyanusun güneyinde, Samoa adalarında yaşayan Tuiavii adında bir yerlinin, bizim medeniyet adını verdiğimiz bu topraklara, hayat biçimimize yönelik düşüncelerini anlatan şahane bir kitap! Kabile şefi Tuiavii, bir süre Avrupa’da yaşamış ve sonrasında halkına gördüklerini anlatan bir mektup yazmış. Bu kitapta da onun mektubunu okuyoruz. Kitabın orijinal adı Papalagi. Papalagi aslında yabancı insan demek ama tam kelime anlamıyla bakarsak ‘’Göğü Delen Adam’’ demek. Yerliler adalarına gelen ilk insanları ve yelkenlilerini uzaktan bir delik olarak algılamışlar. Bu sebeple de bu deliğe Papalagi adını vermişler. Tuiavii’nin, yaşadığımız bu anlamsız binalara, toplum olarak yalnızlaşmamıza, beslenme biçimimize kadar düşüncelerini okuduğumda açıkçası ben sanki her şeyi yıkıp baştan kursak nasıl olurdu diye düşündüm. Medeniyet dediğimiz bu saçmalığın içinde yer almaktansa, Tuiavii’nin yaşadığı toplumda yaşıyor olsam çok daha mutlu, sağlıklı olacağımı hissettim. Hayatınıza bir de dışarıdan bakmak isterseniz bence mutlaka okuyun. Belki bir takım şeyleri değiştirmenin zamanı geldiğini siz de hissedersiniz.
Göğü Delen Adam
Göğü Delen AdamErich Scheurmann · Ayrıntı Yayınları · 202013,9bin okunma
222 syf.
·
Puan vermedi
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı Yusuf'u okumadan önce Sabahattin Ali'nin yaşamını incelediğimde kendisinin 41 yaşında vefat ettiğini, bu eserini de 30 yaşında yazdığını öğrendim.Romantik yaşlar romantik kahraman yaratımını sağlamış olmalı ki Yusuf, Türk Edebiyatının en romantik kahramanlarından biri kabul ediliyor. Romanın muhtevasına bakarsak baştan sona bir hikaye var ama bu hikaye, Yusufun iç dünyası çerçevesinde şekilleniyor. Tabi ki kaymakamın ve ailedeki diğer üyelerin davranışları ve sonuçları ile karşılaşıyoruz ama Yusuf'la düşünüyor, Yusuf'la seviyor, Yusuf'la kızıyor ve Yusuf'la acı çekiyoruz. Romanda her karakterin eylemleri aşırılıklar barındırdığından aklıma Shakespeare'in Şiddetli sevinçlerin şiddetli sonları vardır" sözü geliyor. Yanlış giden ve engellenemeyen olaylar maalesef romanı hüzünlü bir sonla bitiriyor. Eserde dikkatimi çeken bir başka nokta, Sabahattin Ali'nin benzetme ve betimlemeleridir. Örnek olarak "Bir kenarda mevki alan iki davul ile iki zurna ve bir klarnetten ibaret çalgı heyeti, bir an bile durmadan, ardı arkası kesilmez havalar çalıyor ve zurnacıların şişirilmiş birer kursak gibi gerilen yanakları yağlı yağlı parlıyordu."Bu benzetme yazarın ne kadar iyi bir gözlemci olduğunu gösteriyor. Ya da uykuyu, karanlık ve dipsiz bir kuyuya yuvarlanmaya benzetmesi gibi. Kuyucaklı Yusuf benim etkisinde en fazla kaldığım romanlardan biri. Belki de Yusuf'ta kendimi özdeşleştirdiğim özellikler vardır ama bilemiyorum. Ona hem acıyor, hem kızıyor hem de onu takdir ediyorum. İyi ki okumuşum...
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021174,1bin okunma
Reklam
222 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Eveeet, çekilin; linç edilmeye geliyorum :) Yıllar önce filmini izlediğim eserin sonunda kitabını okuma fırsatı buldum. Kuşkusuz, aktardığı fikirler çok önemli, meselesi değerli bir kitap. Kurgusu ise kusursuza yakındı gerçekten, zekice bir iş. Evet burası çokomelli, linç edilmeye hazırım; ben bu kitabın abartıldığını düşünüyorum. Neden mi? Evet, kölesi olduğumuz kapitalizm ve pahalı evler, arabalar, eşyalar... Evet hayatımız sandığımız kadar kıymetli değil, her an bir "nesneye" dönüşebiliriz... Evet, daha nicesi. Kitaptaki -neredeyse- her fikre katılıyorum fakat yine de bana çekici gelmedi, heyecanlandırmadı. "Ulan ya off ben de şöyle şöyle yapsam, x'i arasam birlikte şunu şunu kursak" gibi gerçek dışı ama zevkli hayaller kurdurtmadı. Elbette benzer işleri yapamayız fakat o heyecanı yaşatmasını bekledim hep okurken. Belki 20 yaşında okusam o heyecanı yaşardım ama 26 yaşında ve değil dünyada, ülkede; kendi hayatımda bile minicik bir değişiklik yapmaktan aciz kalıyor oluşum da etkili sanırım beni çok etkilememesinde... Yine de kesinlikle okunması gereken bir eser. Buçuklu puanlar veriliyor olsa 7.5 verirdim ama kurgusunun hatırına 8'e yuvarladım.
Dövüş Kulübü
Dövüş KulübüChuck Palahniuk · Ayrıntı Yayınları · 20209,7bin okunma
93 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İyileşen yara , istenen çocuk...
"Devrim eski ile yeninin, çürüyen ile yeşerenin çarpışması­dır. Devrim, bir alt üst oluşlar zinciridir. Devrim yıkım, dev­rim yıkıntılar içinde yeninin inşasıdır. Devrim tepeden tırnağa yenilenme, yenilenmede sürekliliktir..." Devrimci kişilik , yaşamın iyi koşullar alması için mücadele eden kişilik türüdür. Kadın/erkek devrimciliğin bir
Biz Devrimci Kadınlar
Biz Devrimci KadınlarElif Karatekin · Varyos Yayınları · 200020 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Her yolcu evine dönmeli, her hikaye başladığı yerde bitmeli... Kemal Varol ile tanışma kitabım. Bu tanışmadan çok memnun kaldım. İlk sayfadan son sayfaya kadar alıp götüren, inanılmaz sürükleyici ve anlam yüklü muhteşem bir eser... Ağıtçılık geleneğinin belki de son kalesi, 50 yıldır düğün dernek yüzü görmeden ölümün peşinde koşan Ağıtçı Kadın'ın hikayesi... Her ölüden bir hatırayı işlediği rüzgarı teninde hissettiren elbisesi kitabın bana göre en vurucu tasvirlerinden biri. Okurken o elbisenin inceliğini, yükünü bedenimde hissettim. Her yaktığı ağıtta yıllar önce yitirdiği sevgilisi Heves Ali'yi arayan, onu ağıdına katan Ağıtçı Kadın rüyasında Heves Ali'nin "Ben öldüm, gel ağıdımı yak!" diye kendini çağırdığını görür ve yollara düşer. Konya, Bursa, İstanbul, Erzurum, Arkanya ve Arguvan... Yolculuk sırasında farklı hayatlara dokunuyoruz. Her şehirde bir cenaze, her şehirde başka bir hikaye... Hikayelerde ise Türkiye'nin kanayan yaralarını en derinden hissediyoruz. Kürtler, Ermeniler, Aleviler ve daha nicesi... Kemal Varol'un düzyazı ile şiirsel anlatımını buluşturması kitaba harika bir hava katmış. Bazı bölümleri okurken tadı damağımda kaldı. Özellike Yol ve Kursak bölümleri tüylerimi ürpertti. Okumaya doyamadım. Ağıtçı Kadın'ın yolculuklarını, kafamı bir otobüs camına dayamış yolculuk yaptığımı hissederek okudum. Heves Ali'ye ben de içimi döktüm. Kitabın her sayfasını adeta yaşadım. Evvel zamandan beri ülkemiz ağıt yakılacak çok şey yaşadı. Daha iyisi gelene kadar Türkiye'nin ağıtçısı da Kemal Varol.
Ucunda Ölüm Var
Ucunda Ölüm VarKemal Varol · Everest Yayınları · 20211,878 okunma
702 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
İncelemede tat kaçıran (spoiler) bilgiler olduğundan okumadan önce uyarmak istedim. Suç ve Ceza kitabını okumadan önce, adından da anlaşılacağı üzere işlenen bir suçu ve bunun neticesinde çekilen cezayı işliyor diye düşünüyordum. Okumadan önceki ilk tahminim ise bu cezayı kesenin suçlunun vicdanı olabileceğiydi. Raskolnikov karakterini tanıdıkça vicdanın aksi yönde çalıştığına tanık oldum ve buna oldukça şaşırdım. İşlediği cinayet yüzünden pişmanlık duymamasını karakterin ruh haline ve düşüncelerine göre bir nebze anlayabilirken asıl rahatsızlığının teslim oluşunda olması beni daha da şaşırttı. Her ne kadar suçluyla empati kursak da Raskolnikov'un öyle ya da böyle cezasız kalmaması gerektiğini düşünüyordum sonuna kadar. Sonunda ise, cezasını çektiği sıralarda kendi mutluluğuna erişmesi daha anlamlı oldu. O dönemin şartlarını insanların duygu ve düşüncelerini bize açan bu eseri okumakta geç bile kaldığımı düşünüyorum. Herkese iyi okumalar. •o
kitabseray
kitabseray
:
Suç ve Ceza
Suç ve Ceza
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · İş Bankası Kültür Yayınları · 2006159,4bin okunma
Reklam
352 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Dağınık kafayla asla okunmayacak kitapları sayın deseler en başa hangi kitabı yazarsınız? Bu kitap diyor ki, beni yazın. Çünkü çok fazla derinlik ve irdeleme var ve eğer kafanız doluysa ilerlemek zor hatta sıkıcı geliyor. Bu sebeple önceliğinizin kafa rahatlığı olmasına özen gösterin ki o da bu dönemde ne mümkün de mi? Aslında incelenen üç kişinin de ortak bir paydası var. Hölderlin, Kleist ve Nietzsche de döneminde anlaşılamamış, ortak bir kader yaşamış insanlar. Hemen aklımıza en sondaki Nietzsche ismi geliyorsa doğru anlaşıyoruz demektir. Kim elindekinin kıymetini biliyor ki değil mi? Herkes dönemi, zamanı geçtikten sonra anlaşılıyor. Çok damardan girdik galiba, bir şarkı bırakalım bari: youtube.com/watch?v=oDEQ9Y6... Çocuklarını sevmeyen 19. yüzyıldır aslında genel sıkıntı buradadır. Aynı şimdi içinde olduğumuz yüzyıl gibi artık dünya ve onun tarihi, çocuklarını kabul etmez ve hep öteler başka bir yere. Birçok değerli yazar, birçok değerli yazı bunun acısını çeker. Zweig bile bunun acısıyla canına kıymadı mı? Her gün farklı kişiler aynı sebeplerden dolayı kendine kıymıyor mu? Şöyle bir cümle kursak (Nietszche’den çaldım) itiraz gelir mi? “Ama bizler... yeni, eşsiz, karşılaştırılamaz, kendi yasalarını kendileri koyanlar, kendi kendilerini yaratan insanlar olmak istiyoruz.” Bir gün olur kim bilir? Yaşıyorum, o halde umut var demektir. Esen kalın efendim..
Kendileriyle Savaşanlar
Kendileriyle SavaşanlarStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,484 okunma
250 syf.
9/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
National Geographic Türkiye dergisi bu sayıda da bilim, doğa, coğrafya ve teknoloji konularda derinlemesine bilgi kaynağı olmakta. Konu ile ilgili fotoğraflarla birlikte dergideki makaleler insanı kendine çekiyor. Derginin 2019 Nisan sayısının ana konularının başlıkları aşağıdaki biçimde. Çift Görmek Fotoğrafçı Nicolas Ruel, dünyanın en canlı kentlerine bir defada birçok açıdan bakabilen fotoğraflar çekmek için yalnızca sekiz saniyeye gereksinim duyuyor Kentler, Artıları ve Eksileri Topluluk çıkarları mı, bireysel özgürlükler mi? Güçlü sosyal bağlar ya da tanınmazlık?!. Kent yaşamı tercihler ve ödünler gerektiriyor. Bir Hayalin Peşinde Sıfırdan mükemmel bir kent kurmak mümkün mü –veya gerekli mi? Geleceğin Kentleri 2050 yılına gelindiğinde yaklaşık 6,7 milyar kişinin kentlerde yaşayacağı öngörülüyor. Mimarlık ve kent planlama firması SOM’e, o gün geldiğinde kentlerin neye benzemesi gerektiğini sorduk. Temel aldığı 10 ilke üzerine bir yanıt inşa eden firma, bir fikrin üzerinde özellikle duruyor: Geleceğin kentleri doğaya saygı gösteriyor, doğa da onları destekliyor. Tokyo’yu Yürümek Dünyanın en büyük nüfuslu kenti olan Tokyo, aynı zamanda en zengin, en temiz ve en yaratıcı büyük kentlerden biri olmayı da başarıyor. Son yüz yılda iki kez yerle bir olan kentin başarı öyküsünü anlamanın en iyi yolu sokaklarını arşınlamaktan geçiyor. Kentlere Yeni Bir Yorum Kentlerimizi çevreyi, sakinlerinin esenliğini ve sosyal bağlantıları destekleyecek biçimde kursak nasıl olur? Kent planlamacıları yoğun dokulu, toplu taşımanın borusunun öttüğü, az arabalı ve temiz havalı bir kentin hayalini kuruyor.
National Geographic Türkiye - Sayı 216
National Geographic Türkiye - Sayı 216National Geographic Türkiye · Turkuvaz Medya Yayınları · 201918 okunma
224 syf.
9/10 puan verdi
Yeraltı edebiyatının önemli bir örneği olan kitaptaki anlatım dilinin yalınlığı çok dikkatimi çekmişti. Yani yalınlıktan kastım o realizm tıpkı Otomatik Portakal`daki gibi çarpıcı, fütursuz bir dil. Yeri geliyor okuru rahatsız edecek biçimde şiddet ve pornografik öge barındırıyor. Bu noktada yeraltı edebiyatına yabancı okur için bu yazarın neredeyse tüm kitapları rahatsız edici olacaktır belirtmekte fayda var. Kitap sağlam bir sistem eleştirisi; yeri geliyor metaforlarla (sabun/çift kişilik/kadın karakter Marla hatta) yapıyor bunu, yeri geliyor anlatıcının ağzından dinliyoruz. Kitabin pek çok yerinde mekanize olmuş mavi/beyaz yakalılardan bahsederken yazarın “fordist” yaklaşıma da şık bir selam gönderdiğini belirtmekte fayda var. Ne kadar da tanıdık değil mi pek çoğumuz için? Maaş karşılığı huzur bulmadığımız, kendimizi ait hissetmediğimiz iş yerlerinde 8-5 mesai/ömrümüzü tüketiyoruz. Bir dövüş kulübü kursak da rahatlasak diyoruz :) Aynı isimli filmde -ki bence kitap uyarlaması filmler içinde en iyilerindendir- sistem eleştirisi etkisi bir tık daha az hissediliyor. kitap & film karşılaştırması da sitemde, okumak ve yorumlamak isterseniz buradan; aysunkaplankara.com/2020/12/20/figh...
Dövüş Kulübü
Dövüş KulübüChuck Palahniuk · Ayrıntı Yayınları · 20209,7bin okunma
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 günde okudu
Tutunamayanlar | Oğuz Atay
Ne okuyorsun? Tutunamayanlar. Tutunamayacak ne varmış canım. (çevreden destek alarak gülüşmeler) İyi kitapmış öyle diyorlar. Evet, öyle. Öncelikle kitaba başlama cesareti gösterdiğim için kendime şaşırıyorum. Düşünmekten günlük aktivitelerime bile odaklanamadığım uzun süreli bir dönem geçirdiğim için hevesle başladığım canım kitapları birer birer yarım bırakıyordum. Kendime uzun bir ‘okumama yasağı’ koymuştum ki çevremdeki herkesin tuğla benzetmesini uygun gördüğü ‘Tutunamayanlar’a büyük bir hırsla başladım. Öncelikle insanların neden bir kitaba başlarken kendilerini şartlandırdığını anlamıyorum. Zaten ‘Tutunamayanlar’ öyle bir kitap ki belki anlamlandıramadığınız sayfalarca kelimeden sonra bir cümle çıkıyor karşınıza; okumadan duramayacağınızı anlıyorsunuz. Aslında kitap en genel tanımıyla insanı anlatıyor. Bunu ince ince, belki de farkında olmadan sürekli düşündüğümüz fakat dile getirmediğimiz şeyleri satırlar boyunca tekrar ederek yapıyor. Eğer sayfalar dolusu bir inceleme yazmayacaksam şu an buraya bir-iki cümle daha fazla yazmayı gerekli bulmuyorum. Yine de... Çoğunlukla düşünmekten halsiz düştüğüm gecelerde, son enerjimle doldurduğum günlüğümün sayfaları da ‘Tutunamayanlar’ın sürekli üzerinde durduğu konularla dolu. O yüzden bu kitap benim için çok özel kalacak. Kitaplığımda ne zaman göz teması kursak, hunharca altını çizdiğim cümleleri okumak için sabırsızlanacağımı ve yine aynı şaşkınlıkla okuduğum her alıntı için etrafta volta atacağımı biliyorum. Şimdi bana hissettirdikleri için kitabı tartışacak birini arıyorum.
Oğuz Atay
Oğuz Atay
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,7bin okunma
Reklam
126 syf.
9/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Yazara ait okuduğum ilk kitaptı ve yazara başlamak için iyi bir başlangıç yaptığımı düşünüyorum. İki ana karakterimizin birbirine zıt olmalarına rağmen birbirlerinin yanında durmaları ve kurdukları hayali bir şekilde gerçekleştirebileceklerine inanmaları ile başlıyor kitap. Bu arkadaşlardan irice olan Lennie akli açıdan dengesizdir ve diğeri
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023171,8bin okunma
41 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.