Yalnız şundan hiç kuşkun olmasın!..
Bize kim ne derse desin... Kimi kökü dışarıda desin isterse, kimi kanı bozuk desin. Sen inanma sakın! Türküz biz, halis Türk!..
Kadınlar Her Şeysiz
Küskün özlemler kaldı içimizde
sonra sonra unuttuk gülmeleri
bir kadını sabaha kadar öpüp
dipsiz kuyulara atıp sevgimizi
izleriyle avunduk kıyısında bir denizin.
Kaçımız böyle karanlığın köşe başında
gölgesi dul her şeysiz bir kadını
akvaryumda köpekbalığı gibi
okyanus dibinde dağ kökü gibi
bekledik, gözlerimiz dumanlara sarılı.
Şimdi birileri sarılırken o kadınlara
biz anılarda aynı şiirleri söyler dururuz
Mümtaz, bu psikolojiyi ömründe ilk defa olarak tanımıyordu. Onun için benliğini, o sular altında uyuyan, fakat her şeyi idare eden kesif tabakayı biraz da bu korku yapardı. İhsan, daha o çocukken içine çöreklenen bu yılanı, kökü kalbinde ağacı ondan sökebilmek için çok uğraşmıştı. Fakat asıl Macide'nin eve gelişi ile Mümtaz iyileşmiş, yüzünü güneşe çevirmişti. Onun eline geçene kadar Mümtaz, her şeye küskün, etrafa kapalı, gökten yalnız felâket bekleyen bir mahlûktu ve bunda da haklıydı.
Bizimkisi uzak bir diyarda açan çiçekler gibiydi.
Hayata küskün ve gururlu.
Nice insanlar gibi kırgın ve boynu bükük.
Ama yaşamaya bir o kadar da inançlı.
Solsalar bile hala koku vermeye devamlı.
Nice afetlere karşı hala dimdik, kararlı.
Bizimkisi uzak bir diyarda açan çiçekler gibiydi.
#Schopenhauer
*Yazar
#Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve