Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Prof. Dr. Bahaeddin Öğel'i üniversite döneminden biliyorum. Hocamız onu tanımamızı ve kitaplarını alıp okumamızı (o dönemlerde zorunlu tutardı, iyiki öyle yapmış) söylerdi. Kendisi Eski Türk Tarihi, Mitoloji, Hunlar, Göktürkler, Uygurlar üzerine birçok eser ve birçok makale hazırlamış değerli biridir. Bu kitap üniversite ders kitabıdır. Alanında zirve eserlerdendir. Kitap 11 bölümden oluşuyor. 1-Kainat devleti 2-Türk Devleti ve kainat 3-Türk Devletinn ilahi temelleri 4-Hakan seçimi ve hakanın sorumluluğu 5-Devlet meclisi ve kurultay 6-Halk ve devlet 7-Devletin halka karşı vazifeleri 8-Türk Devletlerinin dayandıkları ana prensip ve düşünceler 9-Vassal Devlet ve Halk ile ilişkiler 10-Türk Töresi 11-Türklerde Halk ve Ordu Alt başlıklarla zenginleştirilmiş olup eski Türkçe kelimeler kaynak gösterilerek eski Türk Tarihi araştırmaları ile karşılaştırmalar yapılmakta. Zaman zaman bunlar savunulurken kimi zaman da eleştiri yapılıyor. En çok bilgilendiğim alanlar olarak Kut sistemi, Töre konusu oldu. Bilmediğim ya da farklı düşündüğüm birçok şeyi öğretti. Bir tarihçinin kitaplığında aynı zamanda tarih meraklılarının da okuması gereken kitaplar arasında olması zaruri gereken bir kitaptır. kanaat notu:10/10
Türklerde Devlet Anlayışı
Türklerde Devlet AnlayışıBahaeddin Ögel · Ötüken Neşriyat · 201665 okunma
GERCEK DİN KÖKTENGRİ SONRASINDAKİ ÜTOPİK VE SEMAVİ DİNLERİ ( 1 ) Bütün bu ikili tipolojik tasnifleri Türk din tarihine uyguladığımız zaman bu tasniflerin Türk din tarihinin iki dönemine uygun düştüğünü ve bu dönemleri karşıladığını görürüz. İşte bu tasniflerden hareketle biz, Türklerin dini tarihinin ilk dönemini “Geleneksel Türk Dini“, ikinci
Reklam
Tengri: “Gök yüzü” ve “mavi” demektir. Tanrının Sırrı da, Kutsal kitabı da, Başçısı(öğreteni) de; doğanın kendisidir. Herkes tanrıyı direk tanrının kendisinden yani doğadan öğrenir. Tanrı “Kutay”dır: Gök tanrının sıfatlarından birisi de Kutay’dır. Tanrı kut kavramının kaynağıdır, kut verdiği kişileri veya toplulukları böylece yüceltir, sağlık, bolluk ve zafer verir. Yöneticilere toplumu daha iyi yönetebilmeleri için güç verir, komutanlara kut vermişse zaferler elde ettirir. Kut konusundaki en önemli ayrıntı şudur; kut kişilerin kendisi için verilmez, her kime kut verilmişse o kişi kimlere hizmetle yükümlü ise onlara daha iyi hizmet vermesi için verilir, ailesine, topluluğuna, buduna vs. daha iyi hizmet etmesi için adeta bir borç gibi verilir. Oğuz Kağan Orhun Hitabesinde bu kavramı çok açıkça belli etmiştir “Yaptıklarımla Gök Tanrıya olan borcumu ödedim” diyerek adeta milletine bu çok anlamlı sözü ile veda etmiştir. Tanrı’nın ismi: Tigır(Hakaslarda), Denger(Tuvalarda), Tengeri(Altaylard). Muhtelif Türk topluluklarında ise; Tangrı, Tangara, Tingir, Tüngür olarak geçerken Sumerlerde “Dingir” olarak geçer. Kutsallık: TANRI = DOĞA = İNSAN arasında eşit olarak dağıtılmıştır. TESADÜF: Bu inançta tesadüf yoktur, tevafuk vardır, yani olması gereken her ne ise o olur, aynı zamanda olması gereken zamanda olacaktır inancındalar. Tasavvufta ve Çağdaş holistik (ruşeymi, bütüncül) inançta da bu tevafuk anlayışı vardır.
112 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitap marouez den okuduğum ilk kitaptı.Yorumlara incelemelere bakarak merakla alıp okuduğum.bu kitap ben de bekledigim izlenimi vermedi. Kırmızı pazartesi kanlı bir pazartesiydi .Namus cinayeti adı altında birinin vahşice öldürülusunu ayrıntılı bir şekilde öğreniyorsunuz. Kitabın basinda öldürülecek kişi ve kimin oldurecegi söyleniyor. Yine de merakla okuyorsunuz .Yalnız öldürülen kişinin gerçekten suçlu olup olmadığı kitapta yazmıyor.112sayfalik bir roman.fakat bu kadar kısa bir romanda bu kadar fazla karakterin olması olayların iç içe ve arka arkaya gelmesi kitapta hakimiyeti zorlaştırıyor.bazen bir iki cümleyle bir olaydan diğerine geçiyor.katillerin her gördüğüne ben bu kişiyi öldüreceğim demesine rağmen kimsenin umursamamasi,kimsenin engel olmaması suanki toplum düzenindeki insanlarımızın bakış açısını da yansıtıyor.olaylara ,sorunlara gözler yürekler kapalı.bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın hesabındaki anlayışı bu kitapta açık açık okuyorsunuz.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202178,1bin okunma
Peki ülüş nedir?
Ülüş, hanedan veraset sistemidir. Çok kabadır. Hanedan üyelerinin hepsi verasetin kut' una (ulûhiyetine) eşit derecede sahip; o yüzden birbirleriyle savaşıyorlar. Burada "Ya Sezar' ım ya hiçbir şey (aut caesar aut nihil) anlayışı var. Bu sistem Selçuklu ve Osmanli'da da devam etmiştir. Ta ki 18. yüzyıla, hatta 19. yüzyıla kadar..
"Kutlu olsun "kelimesi eskiden Türklerde KUT ANLAYIŞI varmış ya ondan geliyor olabilir mi ?
Reklam
144 syf.
9/10 puan verdi
·
35 saatte okudu
Marquez, Demir Perde ülkelerini o kadar güzel anlatıyor ki belleğinizde bir fotoğraf oluşmaması mümkün değil. Zaman zaman hepimiz için bir rüya olabilen sosyalist düzen acaba pratikte bir kabusa mi dönüşüyor diye sordum okurken. Doğu Avrupa, sosyalist bir düzeni temsil ediyor ama ne şekilde? I. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan manda ve himaye anlayışı Soğuk Savaş Dönemi'nde Doğu Avrupa'da vücut buluyor. Demir Perde'den hareketle bir sosyalizm yargısı oluşturmak elbette sığ bir yaklaşık olacaktır ancak görmezden gelinemeyecek derecece de pejmürde bir düzen bizi karşılayan. Yine de vahşi kapitalizmin bizi esir aldığı şu dönemde şahsen Doğu Avrupa'da Marquez ile seyahat etmek isterdim...
Doğu Avrupa'da Yolculuk
Doğu Avrupa'da YolculukGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20161,123 okunma
88 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.