Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Lanet olsun; kendimi çok iyi tanıyormuşum gibi yapmayı bile bıraktım. Hiç yapmıyorum artık.
Lanet olsun içimdeki realizm sevgisine...
Biz, Müslüman toplulukların pasif kalmalarını mah­kum eden ve hiçbir umuda yer bırakmayan "realizmi" yok saymaktayız.
Sayfa 76 - Fide Yayınları | PDFKitabı okudu
Reklam
Beril☆•°~{
"Toprak biliyor musun? O günden beri içimde sadece haklı olmanın yükü kaldı. Haksız olsaydım, ben korkup gitmiş olsaydım özür dilemeyi bilirdim, koşardım sarılırdım, geçene kadar sarılırdım Toprak! Gitmezdin, gidemezdin, o eve arkanı dönüp giremezdin... Bırakmazdın beni, bir yolunu bulur kırgınlığımı geçirirdin. Ama lanet olsun ki haklıyım. İnsan haklı olmaktan pişman olur mu hiç, oluyormuş! Şimdi bu yüküm iyice arttı, tabii senin de!"
Sayfa 299Kitabı okudu
"Hayatın kendisi işsiz; lanet olsun, kendisi!"
Sayfa 16
“Sefil düzenbaz!” diye haykırıyordu. “Dur hele seni bir elime geçireyim! Şimdi anlıyorum içyüzünü. Yüzük’ü Sauron’a götürüp hepimizi satacaksın. Bizi en güç anımızda terk etmek için bekliyordun sırf. Sana da bütün buçukluklara da lanet olsun, ölümün karasına düşesiniz!” Sonra ayağı bir taşa takılarak yüzükoyun yere serildi. Bir süre sanki kendi laneti kendine işlemiş gibi yerde kıpırdamadan yattı; sonra birdenbire ağlamaya başladı. Ayağa kalktı, alnını oğuşturup gözyaşlarını sildi. “Neler dedim ben?” diye bağırdı. “Ne yaptım? Frodo, Frodo!” diye seslendi. “Geri gel! Bir cinnete düşmüştüm, ama artık geçti. Geri gel!” Cevap yoktu. Frodo onun seslenişlerini duymamıştı bile. Çoktan uzaklaşmış, bastığı yeri bile görmeden patikaya vurmuş, tepeye doğru koşturmaktaydı. Zihninde Boromir’in delirmiş hiddetli yüzü ve yanan gözleri canlaıyor, dehşet ve kederle zangır zangır titriyordu.
bu düşünceyle yumuşadığını hissetti. lanet olsun! savaş şununla. başka bir kalp kırıklığından kurtulamazsın ve onun sana vereceği tek şey bu. kalp kırıklığı.
Reklam
"Lanet olsun, erken geldiniz." İşte o an kalbim durdu.
“Lanet olsun, anlat bana! Bu kasvetli ruh halinin sebebi de nedir?” Aidan ona sert bir balaş attı. “Ruh halim kasvetli değil. Sadece düşünüyorum .” “Ne düşünüyorsun?” “Tanrım , ne kadar da gevezesin,” diye mırıldandı Aidan. “İntikam.” dedi Alec. “Pekâlâ, o zaman. İlla bilmen gerekiyorsa aklımda bir kadın var.”
Sayfa 146
Tanrı, dedemin kemiklerini aziz etsin!” dedi. “Rahmetli dedem kadınlardan anlardı; kadınları çok severdi çünkü. Kadınlar canına okumuştu onun. ‘Hayırduam üstüne olsun Aleksi,’ derdi, ‘kadınlardan koru kendini! Tanrı kadını yaratmak için Âdem’in kaburgasını çıkardığı zaman –O âna lanet olsun!– Şeytan yılan oldu, hop diye kaburgayı kaptı ve kaçtı... Tanrı koşup onu yakaladı ama, elinden kaydı; yalnız boynuzları kaldı elinde. Tanrı dedi ki: İyi hanım kaşıkla da iplik eğirir; ben de kadını Şeytan’ın boynuzlarından yaparım. Yaptı ve bizi de Şeytan aldı, Aleksim benim! Kadının neresine dokunursan Şeytan boynuzudur; kendini koru oğlum! Cennet’in elmalarını da o çalıp koynuna soktu; şimdi de kahrolasıca, aşağı yukarı gezinip süzülüyor! Bu elmalardan yedin mi, hapı yuttun! Yemedin mi, yine hapı yuttun! Ne öğüt vereyim sana, be oğlum? Ne istersen onu yap!’ Rahmetli dedem bana bunları söylerdi ama, ne gezer bende akıllanmak? Ben de onun yolunu tuttum ve Şeytan’a doğru yürüdüm!”
11. BölümKitabı okuyor
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.