Parmaklarım kılıcının kabzasında kavradığında yüzüme şeytani bir gülümseme yayıldı.
Lanet olsun, artık perileri etkileyebiliyordum.
Sıkı dur dünya. Callie geri döndü.
Cahilce siyasetinizle koca devleti parçaladınız. Şimdi de aynı kafayla Anadolu'nun parçalanmasına sebep olacaksınız. Vatan pahasına siyaset olur mu? Lanet olsun!
Bu masal değil. Yaşamın ta kendisi. Çirkin ve kötü. O halde, lanet olsun, biraz düzgün ve iyi yaşamalıyız bu hayatı. Başkalarına yaşattığımız acıların sayısını en aza indirmeliyiz.
[¹¹/¹⁷³] 27 Temmuz 331 [9 Ağustos 1915] Pazartesi. Dairede meşgul oldum. Öğleden sonra Harbiye Nezareti'ne gittim. Şükrü ile görüşmek istedim. Aşağıya inmedi!...
...Denizaltıların gelmesi bir hayırlı müjdeyse de alçak Almanlar bizim için fedakârlık etmekten çekiniyorlar. Denizaltılar kendi memleketlerindeki faaliyeti burada göstermiyorlar. [¹¹/¹⁷⁴] Burada canları pek kıymetli. Biçare bizler boyna gidiyoruz. Onlar efendi ve kumanda mevkiinde bizi esir gibi kullanıyorlar. Bizi onlara esir eden bizim ahlaksızlara lanet olsun.
Sayfa 34 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2. Basım: Nisan 2021, İstanbulKitabı okuyor