Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Doğulu.. hah tam bu biziz
Doğulular ölüp dirilliyor sürekli, yazlarının kışları bitip tükeneceği yok, onların da sıkıntısı zaman fazlalığı, bolluğu, ölümleri doğum, doğumları ölüm olmuş, yaşa yaşa sonu gelmiyor, hayli bir daha, bir daha, sonsuz zaman, bitmez gerilim, yeni hayatlarında yılan mı olurlar artık, Ördek mi, hep yeniden doğa ödevi verilmiş onlara, çalış çalış hiçbir yere kadar, zaman, önlerinde, arkalarında uçurumlaşıyor, kafalarını kaldırmaya korkar olmuşlar, bitmez hayatın ağırlığı çökmüş üstlerine, ezilip yaprak olmuşlar, uçup havalanır yaprak dediğin, uçuşumuz da böyle bir hal mi var yoksa? İyisi mi düşünmeyelim bunu, üstümüze ne ağırlık bindiyse, şimdiyi bilelim yeter o bize, yüreğimiz çatlayacak yoksa” deyip öyle bulmuşlar çareyi.
Sayfa 100Kitabı okudu
Batılı..
Onlar bir kez yaşayıp ölüyor, Batılıların dirilmesi yok, darlık içindeler, ne yapsın zavallılar, zamanları sıkışık, kafalarında geçmiş, gelecek yaratıp gölge ile, hayalle, hayatlarını olduğundan fazla göstermeye çalışıyorlar kendilerine, insanın yaşayacak tek bir ömrü olmasın, onu da saniyelere saliselere bölmüşler ki, koklaya koklaya yaşasınlar işte, gözlerini kapattılar mı, “senin doğumun kesin doğumlu, ölümün de kesin ölüm diyorlar bunlara, unut dünyayı…” ömürleri iki ucundan bıçakla kesilmiş gibi, az bile çıldırıyorlar, hırçınlıklarını, saldırganlıklarını ben hep buna yoruyorum..,
Reklam
Sizi aşağı çekenlere
Tüküren kulağına eğilip,"Bana çekesin emi!" diye dilekte bulunuyordu.
Biriyle tanışacak olduğumda, o beni görmeden ben ona gizlice bakarım önce.
Çam kütüğü oyunu
"Bir erinen avrat, dört kuzusu, dört kuzusu­nun iki eksik eteği, iki ev direği, bir de çam kütüğü," deyip, "Bilin bakalım bunlar kim?"
Reklam
"Bildiğin ne?" "Bilmiyorum." "Ne bildiğini bilmiyor musun şimdi sen?" "Ne bildiğimi bir bilsem!"
"Ölmekten başka isteğim yoktur," dedi... Ne mezarının üstüne her bir çocuğu­nun başı için susam çiçeği dikilmesini istedi, ne başında iki eğri kavak ağacının rüzgar vurdukça sallanmasını düşledi.
..."senden yaşlı olduğumu aklından çıkarma...Aşkı da boşlama ama... İkimiz aynı hava içindeyiz..."
Misafir geldi bugün, böyleydi.
Uykudayım, heladayım, sofradayım demedi. O konuştu, evdekiler dinledi. Onun konuşmasından kimseye konuşma sırası gelmedi.
Reklam
Yine, havlayan köpeklerin üstüne kahvelerden solgun kumar ışığı vuruyordu. Zabita Memet'in sahte deterjan fabrikasında çalışan karısı uyku tutmayan içini çekip sedire oturdu. Başını cama dayadı. Perde aralığından gökyüzünde parıldayan on yıldıza ve bir tek yarım aya bakarken gözleri sulandı. Delik deşik parmak uçlarını gözlerine bastırarak
Sayfa 123 - Can çağdaşKitabı okudu
- O da seni özlemiş, Dirmit kız. - Kime söylemiş? - İnce ince yağan kara söylemiş.
Ayaklarınızı yerden kesen kitaplar?
Dirmit kuşkuş otuna verdiği sözü tuttu, kitaplık kapa­nıncaya kadar her gün kitaplığa gitti. En arka masaya ge­çip oturdu. Kalın, parlak kapaklı, sayfaları açıldıkça içinden kabartma güller, evler, kuzular, kurbağalar çıkan kitapları okudu. Onları bitirdi. Renkli resimli, koca kara yazılı kitap­lara başladı. Onların ardından resimsiz, kalın kalın kitaplar okudu. Her gün akşam eve karnında bir kitapla geldi. Der­ken ayakları yerden kesildi.
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.