Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Lavoisier kanunu var: hiç bir şey yok olamaz durup dururken. Kanun, adamdan hesap sorar; nereye gitti, diye.
Sayfa 328
Aşağıya baktı: caddede insanlar, karıncalar gibi, telâşla birbirlerine çarparak oraya buraya gidiyorlardı. Yüzlerce insan, binlerce insan... çoğu ne kadar önemsiz, ne kadar silik. İçlerinden biri Selim olamaz mıydı? Milyonların içinde sadece bir Selim. Bu tabiat kanunları ne kadar insafsız, diye düşündü. Kime zararı dokunur bunun? Hepsinin eli, ayağı, başı var... Selim gibi. Ne olur bu kadar el, ayak, baş bir araya gelse de sadece bir tanecik Selim çıkarsalar aralarından; ne olur bir tane Selim olsa. Elimi sallar çağırırım: koca budala, derim, nereye gidiyorsun gene dalgın dalgın? Olmaz, olamaz! Yok olamaz insan. Hareketleri, gülüşü, birlikte yaptıklarımız: nereye gitti hepsi? Lavoisier kanunu var: hiç bir şey yok olamaz durup dururken. Kanun, adamdan hesap sorar; nereye gitti, diye. Pencereyi açtı, aşağı sarktı. Başka kanunlar da var diyorlar. Lavoisier kanununda toplam ağırlık sabit kalırmış. Peki Selimlik? Onu nasıl tartacaksınız? Neden kimse üzerine almıyor bu özelliği? O halde haksızsınız. Bu kadar insan bir araya gelip bir Selim olamıyorsunuz. Gülümsedi. İnsanlar, insanlar... onu da gördük. Pencereyi kapattı.
Sayfa 328 - İletişimKitabı okudu
Reklam
Lavoisier kanunu var : hiç bir şey yok olamaz durup dururken . Lavoisier kanununda toplam ağırlık sabit kalırmış . Peki Selimlik ? Onu nasıl tartacaksınız ?
“Olmaz , olamaz! Yok olamaz insan . Hareketleri , gülüşü , birlikte yaptıklarımız : nereye gitti hepsi? Lavoisier kanunu var : hiç bir şey yok olamaz durup dururken . Kanun adamdan hesap sorar ; nereye gitti , diye.”
Sayfa 328Kitabı okudu
Olmaz, olamaz! Yok olamaz insan. Hareketleri, gülüşü, birlikte yaptıklarımız: nereye gitti hepsi? Lavoisier kanunu var: hiç bir şey yok olamaz durup dururken. Kanun, adamdan hesap sorar; nereye gitti, diye.
Sayfa 328Kitabı okudu
Olmaz, olamaz! Yok olamaz insan. Hareketleri, gülüşü, birlikte yaptıklarımız: nereye gitti hepsi? Lavoisier kanunu var: hiçbir şey yok olamaz durup dururken. Kanun, adamdan hesap sorar; nereye gitti diye.
Sayfa 328Kitabı okudu
Reklam
Lavoisier kanunu var: hiçbir şey yok olamaz durup dururken
Lavoisier Kanunu
Pencerenin yanına gitti, alnını cama dayadı. Bir süre öylece kaldı. Sonra aşağıya baktı: caddede insanlar, karıncalar gibi, telaşla birbirlerine çarparak oraya buraya gidiyorlardı. Yüzlerce insan, binlerce insan... çoğu ne kadar önemsiz, ne kadar silik. İçlerinden biri Selim olmaz mıydı? Milyonların içinde sadece bir Selim. Bu tabiat kanunları ne kadar insafsız, diye düşündü. Kime zararı dokunur bunun? Hepsinin eli, ayağı, başı var... Selim gibi. Ne olur bu kadar el, ayak, baş bir araya gelse de bir tanecik Selim çıkarsalar aralarından; ne olur bir tane Selim olsa? Elimi sallar çağırırım; koca budala derim, nereye gidiyorsun gene dalgın dalgın? Olmaz, olamaz! Yok olamaz insan. Hareketleri, gülüşü, birlikte yaptıklarımız: nereye gitti hepsi? Lavoisier Kanunu var: hiçbir şey yok olamaz durup dururken. Kanun adamdan hesap sorar; nereye gitti diye. Pencereyi açtı, aşağı sarktı.
Sayfa 328Kitabı okudu
Olmaz, olamaz! Yok olamaz insan. Hareketleri, gülüşü, birlikte yaptıklarımız: nereye gitti hepsi? Lavoisier kanunu var: hiç bir şey yok olamaz durup dururken. Kanun, adamdan hesap sorar; nereye gitti, diye.
Sayfa 328Kitabı okudu
Sonra aşağıya baktı: caddede insanlar, karıncalar gibi, telaşla birbirlerine çarparak oraya buraya gidiyorlardı. Yüzlerce insan, binlerce insan... çoğu ne kadar önemsiz, ne kadar silik. İçlerinden biri Selim olamaz mıydı? Milyonların içinde sadece bir Selim. Bu tabiat kanunları ne kadar insafsız, diye düşündü. Kime zararı dokunur bunun? Hepsinin eli, ayağı, başı var... Selim gibi. Ne olur bu kadar el, ayak, baş bir araya gelse de sadece bir tanecik Selim çıkarsalar aralarından; ne olur bir tane Selim olsa. Elimi sallar çağırırım: koca budala, derim, nereye gidiyorsun gene dalgın dalgın? Olmaz, olamaz! Yok olamaz insan. Hareketleri, gülüşü, birlikte yaptıklarımız: nereye gitti hepsi? Lavoisier Kanunu var: hiçbir şey yok olamaz durup dururken. Kanun, adamdan hesap sorar; nereye gitti, diye. Pencereyi açtı, aşağı sarktı. Başka kanunlar da var diyorlar. Lavoisier Kanununda toplam ağırlık sabit kalırmış. Peki Selimlik? Onu nasıl tartacaksınız? Neden kimse üzerine almıyor bu özelliği? O halde haksızsınız. Bu kadar insan bir araya gelip bir Selim olamıyorsunuz. Gülümsedi. İnsanlar, insanlar... onu da gördük.
Sayfa 328 - 329 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Olmaz ,olamaz! Yok olamaz insan. Hareketleri, gülüşü, birlikte yaptıklarımız :nereye gitti hepsi? Lavoisier kanunu var :hiçbir şey yok olamaz durup dururken . Kanun, adamdan hesap sorar; nereye gitti ,diye.
"Lavoisier kanunu var: hiç bir şey yok olmaz durup dururken."
Sayfa 328 - iletişimKitabı okudu
Bugünkü fiziğin kurucusu İbn-i Heysem'dir. Kimdir İbn-i Heysem desem tabii çoğunluk bu ismi tanımaya­caktır. İçimizde çoğumuz lisede ve yüksek okulda fizik okuduk. Fakat İbn-i Heysem'in adı dahi bize öğretilme­di. Ama İbn-i Heysem fiziğin kurucusu, fiziğin baba­sıdır. İbn-i Heysem, ayrıca bugünkü atom ve molekül nazariyesini getiren insandır. İbn-i Heysem, bu atom ve molekül nazariyesine istinaden kırılma kanunlarını bu­lan insandır. Eski Yunanlılardan Öklit, kırılma kanunu olarak demiş ki bir prizmadan ışık kırılarak öbür tarafı­na geçerken ışığın hızı kesilir ve bu kesilen hız aradaki açılarla orantılıdır. İbn-i Heysem, Öklid'in yanlış düşün­düğünü, aslında açıların kendileriyle değil, bu açıların sinüsleriyle orantılı olduğunu ileri sürüyor. Bu hızların kırılması, malzemelerin yoğunluklarıyla orantılıdır, di­yor. Ve bu malzemelerin içerisindeki molekül nazariye­sine istinaden bu hesapları yapıp ortaya koyuyor. Aynı şekilde fizik ve kimya ilimlerinin kurucusu da yine Müslümanlardır. Örneğin ilk defa atomun parçala­nabileceğini söyleyen Câbir bin Hayyân isimli bir İslam âlimidir. Hicrî 2. Asırda yaşamış büyük bir âlimdir. Bu­gün bize kimya derslerinde Lavoisier Prensibi diye oku­tulan prensipleri gerçekte ilk kez ortaya o koymuştur. Yer Çekimi Kanununu ilk bulan da yine Hayyân'dır. Ne zaman? Avrupalılardan takriben on asır önce. Câbir bin Hayyân miladî 8. Asrın insanıdır. Hâlbuki Newton pren­sibinden Avrupa'da ancak 19. Asırda bahsedilmiştir.
Sayfa 67 - Millî Gazete Ankara Kitap Kulübü
165 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.