Ah, ben ölünce neler söyletecekler sana: Ne buldun diyecekler, onun nesini sevdin? İyisi mi, sevgilim, sen hepten yan çiz bana, Zaten bende ne arar senin değer dediğin. Meğerki uydurduğun erdemli yalanlarla Hiç layık olmadığım şeyler yakıştırasın, Cimri gerçeğin vermek istediğinden fazla Bu ölüye, ardından, övgüler yağdırasın. Ah, belki gerçek sevgin görünür diye sahte, İstemem aşk uğruna yalancıktan övmeni; Adımı da gömsünler cesedimle birlikte– Yaşamasın; ne beni utandırsın, ne seni. Utanıyorum işte bunlara yol açmaktan; Hiç değer taşımayan şeylerden sen de utan. O, lest the world should task you to recite What merit lived in me that you should love, After my death, dear love, forget me quite; For you in me can nothing worthy prove, Unless you would devise some virtuous lie To do more for me than mine own desert, And hang more praise upon deceasèd I Than niggard truth would willingly impart: O, lest your true love may seem false in this, That you for love speak well of me untrue, My name be buried where my body is And live no more to shame nor me nor you: For I am shamed by that which I bring forth, And so should you, to love things nothing worth.
To never lie **
"My parents taught me that I was named my name for a reason. They taught me not to hate. To never say I can’t. To never lie." ------------------------------------------------ "Annemle babam bana bir nedenden dolayı adımın verildiğini öğretti. Bana nefret etmemeyi öğrettiler. Asla yapamayacağımı söylememek. Asla yalan söylememek."
Reklam
# lie to me
Hic kimseyi de ondan daha fazla sevmedim .
# lie to me
Kusurusuz, güllük gülistanlık bir dünya masalı koca bir yalandır.
# lie to me
Sadece doğruluk, dürüstlük, cömertlik ve sevgiyle dolu bir kalbin gerçek zenginliği keşfetmesi mümkündür.
# lie to me
Sevdiğimiz zaman, olduğumuzdan daha iyi olmak isteriz her zaman.
Reklam
190 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.