Yalnızlık, alışkanlık, umut...
Hangi yaşta okuduğuna bağlı olarak, okuyucusuna farklı şeyler hissettirebileceğini düşündüğüm bi kitap.
Eğer hayatla ilgili beklentilerinizin yeni yeni oluştuğu bir yaşta ya da hala hayatınıza şekil verme dönemlerini geçmediyseniz, tabi okuduğunuz kitapların üzerinizde etkisi oluyorsa, hemen bi kendini toplama, 'Evet nolucak ki, hala vakit geçmiş sayılmaz' isteği uyandırabilir. Ama "ununuzu eleyip eleğinizi de astıysanız" da yapmadığınız şeyler için etrafınızın pişmanlıklarla kaplanacağını düşünüyorum. Çünkü zaman çok acımasız olacak.
Tatar Çölü bize kocaman bi hayatı anlatıyor. Subay Giovanni Drogo'nun hayatı. Belki de bu yüzden (tabi ki değil:)) bazen okuması zor. Drogo'nun iç dünyasını, çelişkilerini, acabalarını okurken, zaman zaman kesintiler oldu bende ama sakın bırakmayın, sonunda iyi ki okumuşum diyeceksiniz. :)
Okurken bi ara Samuel Beckett'nin Godot'yu Beklerken kitabını, biliyorsanız eğer, ne olduğu bilinmeyen bir şeyi mi bekliyor bu adamlar diyordum ki öyle olmadı: Mutlu son :)
Ve son bir umut; ölümden sonraki hayata dair.
İlk kez İtalyan bi yazarla, İtalyan edebiyatıyla tanıştım. Tanıştığıma da memnun oldum. Okuyun, okutun.