Her ne kadar gece bitirmiş olsam da kitabın ne incelemesini yazmak ne de kitabı bitirdiğimi not etmek istemedim, haliyle şimdiye kaldı incelemem.
Cemile hakkında çok güzel şeyler okuyarak başladım kitaba. Herkes hayran, herkes aşık. Aynı kitaptaki gibi işte. Şimdi Cemile'yi sevmedim desem yani karakterini kıskandın mı yoksa denilir diye korkmuyor değilim. Şaka bir yana; çok yerde kendime bile benzettim Cemile'yi ama yaptığı şeyler beni biraz üzdü açıkçası. Neler yaptı diye söylemeyeceğim. Sonra bir de Danyar var.. Aslında Sıla ile Mabel Matiz'in Muhbir şarkısını söylüyorduk birlikte hani diyorlar ya "hüngür hüngür ağladım, senin alacağın olsun." Ben zannetim ki o da benim gibi ağlamaya devam edecek ama o beni bıraktı acımla başbaşa evet bunu söylemektem geri kalamayacağım Danyar mutlu oldu ben hâlâ aynı.
Tamam biliyorum dalga geçer gibi bir inceleme oldu ama inanın bunlardan başka bir şey de geçirmedim içimden kitabı okurken. Neyse güzeldi gayet kitap. Cengiz Aytmatov'a ün kazandıran ilk eseri. Bunun değerini görüyorsunuz tabi. Benim kitapta sevdiğim bir diğer ayrıntı da toplumun bakış açıso oldu, bunları görmek benim için önemliydi. Aslında küçük bir cümleyle de özetleyecek olursak; ataerkil bir ailenin gelini olan neşeli, her daim gülen ve uçarı Cemile'nin aşk yaşantısı diyebiliriz.