Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
O şekilde yaşamalısın ki öldüğün zaman tabutçu bile matem tutsun.
insan denilen sosyal mahluk kendi... kendi iç dünyasının mahbusu hâlinde, şifasız bir yalnızlığa mahkûm.
Sayfa 392 - Ötüken
Reklam
Yeni yerleri seviyordu ama seyahat etmek bir kâbustu.
Sayfa 20
Ben Atatürk olmak da istemezdim mesela çünkü Atatürk benim olamayacağım kadar büyük bir adamdır. Öncelikle çok yönlüdür; nasıl bu kadar olabiliyor, benim aklım almıyor. Ben bu soruyu Halil inalcık'a, hocası Fuat Köprülü'yle ilgili sormuştum. "Celâl, onun izahı yok, dâhiydi bu adam. Biz öğrenciyken o aynı zamanda mebustu Ankara'da. Seminerlere gelirdi, paltosunu bile çıkarmadan bir köşede otururdu. Arada bir laf söylerdi. Hâlâ ona söylediği laflarla uğraşıyoruz!"demişti İnalcık. İşte Atatürk de böyle bir adam, bunu izahı yok. Bu adam dâhi! Çok yönlülüğü de karakterinde bizi etkileyen her şeyde İşte bundan kaynaklanıyor. Düşün, tek başına hem düşmanlarla hem de arkadaşlarıyla uğraşmış. Son derece yalnız, sağlığını beş paralık etmiş ve hiç anlaşılamadan 57 yaşında ölmüş.
Sayfa 169Kitabı okudu
Yani, bak, büyük kalabalıkların ortasında, insan denilen sosyal mahlûk kendi, kendi iç dünyasının mahbusu halinde, şifasız bir yalnızlığa mahkûm. Anlatabiliyor muyum? Bu., bu egosantrik insan telâkkisi, bütün aşkları anlaşmazlığa düşüren ve kine çeviren ters bir disiplin doğurmuştur. Yalnızım, evet, herkes yalnızdır, yalnızız.
büyük kalabalıkların ortasında, insan denilen sosyal mahluk kendi… kendi iç dünyasının mahbusu hâlinde, şifasız bir yalnızlığa mahkûm.
Sayfa 392Kitabı okudu
Reklam
17 AĞUSTOS 1999 MARMARA DEPREMİ O gece benim için bir kabustu. Aniden sallanmaya başladı her yer. O duvardaki kiremit sesleri,çıtırtılar gittikçe yükselmesi,dünyanın sonu geldi dedim. Yakından,uzaktan ağlama sesleri,çığlıklar geliyordu. İçimi ürpertiyordu,yüreğimi acıtıyordu. O gece kimselere ulaşılamıyor,sadece televizyonda seyrediyorduk, olanı biteni,faciya’yı ve üzüntüleri. Gökyüzüne doğru yükselen o loş ateş,denizin ayrılmasıyla birlikte kaybolan askeri gemi,insanların evsiz yutsuz kalması beni çok üzüyor. İnsanlar ne yapabilirler bundan sonra. Düşünemiyorlar bile. Sadece koca bir hiç. Çok zor günler yaşandı gerçekten. Unutulmayacak hafızalardan silinmeyecek bir ‘ 17 Ağustos ‘ depremi yaşadık. Ama o deprem bizde çok büyük bir iz bıraktı. Onu da siz düşünün artık! …. SİYAH KURDELE 02/03/2007 01:30 CUMARTESİ YAZAN: ŞEBNEM ÖRS
544 syf.
9/10 puan verdi
Binnur Nigiz'in mükemmelliği ve ince kalemi der, susarım. Hem betimlemeler güzel hem olag örgüleri... Seri olarak tavsiyeyi hakediyorlar. __ İs, oynadığı piyesteki kendini bir türlü göstermeyen Mantus karakterinin kim olduğunu merak etmektedir. Mantus’un yakında oyuna katılacağını öğrenen İs, Mantus’u beklerken yaşayacaklarından bihaberdir. Sırların yavaş yavaş açığa çıkmaya başlaması ve yeni insanların hayatına ayak basmasıyla birlikte İs artık çok farklı bir insana dönüştüğünü fark eder. Korhan’ın ondan sakladığı büyük bir şey vardır, fakat bu nedir? Şüphenin, güven denizine dökülmesiyle suyun rengini bulandırması üzerine, İs kendini bir çıkmazda bulacaktır. Aşk ise tüm bu bulanıklığa rağmen onun için hâlâ en berrak olandır.
Nehir
NehirBinnur Nigiz · Dokuz Yayınları · 20221,191 okunma
Kremlin'in Kararı
Kruşçev 1958 Nisan'ında Macaristan'a yaptığı barışçıl bir ziya­ret esnasında, 1956 olaylarının Sovyet yönetimini içine düşür­düğü şaşkınlığı itiraf edecektir: "Güç ve hak bizdeydi ama bazı işçilerin ihtilal karşıtları tarafında yer almaları nedeniyle karar vermekte zorlanıyorduk... İnanın bana dostlarım karar verme­den önce çok
Bu, işte, yakıcı ve boğucu yalnızlık korkusu, bu müthiş fobi, ferdiyetler nizamı üstüne kurulmaya doğru h er gün biraz daha fazla giden yeni nizamların Ben’ler arasındaki mesafeleri açarak ruhların birbirlerine intikallerini ve kaynaşmalarını mümkün kılan polipsişik bir havadan onları mahrum etmesidir. Yani bak, bütün kalabalıkların ortasında, insan denilen sosyal mahluk kendi iç dünyasının mahbusu halinde, şifasız bir yalnızlığa mahkum...... Yalnızım, evet, herkes yalnızdır,yalnızız.
Sayfa 392 - #SamimKitabı okudu
Reklam
İnsan denilen sosyal mahlûk kendi, kendi iç dünyasının mahbusu halinde, şifasız bir yalnızlığa mahkûm.
" Niye bugün de diğer günler gibi yirmi dört saat değildi Allah'ım? Hiç bitmeyecek miydi? Nasıl bir kabustu bu? " .
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.