Harry, Weasley'lerin mahzenine kadar olan kelle koltukta yolculuktan pek keyiflendi. Ama mahzen açılınca kendini Knockturn Yolu'nda olduğundan da kötü hissetti. İçeride küçücük bir gümüş Sickle yığını ve sadece bir altın Galleon vardı. Mrs Weasley önce köşe bucakta kalan olmasın diye yokladı, sonra da hepsini çantasına süpürdü. Harry mahzenine vardığında kendini daha da kötü hissetti. Avuç dolusu madeni parayı çantasına doldururken içerdekileri gözden saklamaya çalıştı.
şu gürültüde, şu yansımalarda, şu pusta, ezilmektense zaten artık yaşamıyor olmaktan korkarak, sıkıntıyla yürüyoruz.
koskocaman bir mahzen izlenimi, başımız harap
bu patırtının altında.
Ondan önce yalnızca bulanık ve karışık bir şeyler vardı, hatırlama çabalarıyla asla derinine inilemeyen bir şeyler, belki toz tutmuş, örümcek ağlarıyla örülmüş, karanlık yüreğimde hiçbirinin bilgisi bulunmayan nesnelerle ve insanlarla dolu herhangi bir mahzen.
Sevemediğim, çok bağ kuramadığım ve üzerine bir şeyler yazmaya üşendiğim kitaplar da oluyor okuduğum kitaplar arasında. Bazılarını hiç sevmesem de belki okuyanı çekecek bir tarafı olabilir hissini aldığım için kötü yorum yapmaktan imtina ettiklerim de oluyor. Fakat bazen arada karşıma bu tarz kitaplar çıkıyor ve kitabı okurken de, bitirdiğimde de