Her yer karanlık pür-nür o mevki Mağrib mi yoksa makber mi ya Rab
(Her yer karanlık ama o mevki nur içinde; orası güneşin battığı yer mi yoksa mezarlık mı?)
Çaresizliği yenenler...
Çaresizliği yenebilmiş insanlar gerçekten bir şeyler başarabilmişlerdir.
Örneğin Victor Hugo yayın evlerinden kovulduğu için vazgeçip meşhur kitabı Sefiller’i çıkarmak yerine kendi sefil olabilirdi…
Edison ise, ampulü bulurken 999 kere hata yaptığını artık bulamayacağını söyleyen yardımcılarına, “Hayır, 999 kere hata yapmadım, 999 yapılmayacak şeyi bularak 999 kere doğruya yaklaştım.” demeyip bininci denemesinde ampulü bulamasaydı, belki biz hâlâ, “Her yer karanlık, makber mi Ya Rab!” diyor olacaktık…
Einstein aptal olduğu için(!) okuldan atıldı diye kendini Müslüm dinlemeye verseydi ne olacaktı?
Dostoyevski bir dönem kürek mahkûmu olmasaydı belki “Suç ve Ceza”yı yazamayacaktı.
Dünyaca ünlü en büyük müzisyenlerden olan Beethoven’in ise kulakları duymuyordu!
Velhasılıkelam sorunlar, engeller yöreye, ülkeye mahsus değil, evrensel! Önemli olansa vazgeçmemek, mücadele etmek!
Şimdi bu konuyu Behçet Necatigil’e ait bir mısrayla noktalamak da pek bir manidar olur. Ne demiş şair:
“Ya çaresizsiniz ya da çare, sizsiniz...”
Merhaba sevgili okurlar yeni bir inceleme ile karşınızdayım. Öncelikle bu kitabı bana öneren
Ferimahh️ dostuma teşekkür ederiyorum. :)
Kitabımız psikolog/psikiyatrisler hakkında kısa bilgiler, yaptıkları çalışmalar yer alıyor kitapta. Psikoloji genel olarak hep sıkıcı ve ağır gelse de, aslında bunu insanlara keyifli ve
Çaresizliği yenebilmiş insanlar gerçekten bir şeyler
başarabilmişlerdir.
Örneğin Victor Hugo yayın evlerinden kovulduğu için
vazgeçip meşhur kitabı Sefiller’i çıkarmak yerine kendi sefil
olabilirdi…
Edison ise, ampulü bulurken 999 kere hata yaptığını artık
bulamayacağını söyleyen yardımcılarına,
“Hayır, 999 kere
hata yapmadım, 999 yapılmayacak şeyi bularak 999 kere
doğruya yaklaştım.” demeyip bininci denemesinde ampulü
bulamasaydı, belki biz hâlâ,
“Her yer karanlık, makber mi Ya
Rab!” diyor olacaktık…
Einstein aptal olduğu için(!) okuldan atıldı diye kendini
Müslüm dinlemeye verseydi ne olacaktı?
Dostoyevski bir dönem kürek mahkûmu olmasaydı belki
“Suç ve Ceza”yı yazamayacaktı.
Dünyaca ünlü en büyük müzisyenlerden olan Beethoven’in
ise kulakları duymuyordu!
Velhasılıkelam sorunlar, engeller yöreye, ülkeye mahsus
değil, evrensel! Önemli olansa vazgeçmemek, mücadele
etmek!
Şimdi bu konuyu Behçet Necatigil’e ait bir mısrayla
noktalamak da pek bir manidar olur. Ne demiş şair:
“Ya çaresizsiniz ya da çare, sizsiniz...”
Her yer karanlık pür-nûr o mevkî? ..
Mağrib mi yoksa makber mi yâ Râb!
Yâ hâbgâh-ı dilber mi yâ Râb,
Rüyâ değil bu ayniyle vakî.
Kabrin çiçekten bir türbe olmuş,
Dönmüş o türbe bir haclegâhe,
Bir haclegâhe dönmüşse türben
Aç koynunu aç maşukânım ben.
…… Sen öldün, ölüm güzel demektir,
Ölsem yaraşır gamınla her gün.