Osmanlı devleti, İskender ve Sezar’ın Makedonya ve Roma imparatorluklarının gerçekleştirdiklerinin çok ötesinde, Doğu ile Batı’yı, Hıristiyanlık ile Müslümanlığı, eski ile yeniyi, göçebeliğin irade, savaşkanlık ve disiplini ile yerleşikliğin itaat ve toplumsal düzenlilik ve uyumunu aynı siyasal sınırlar içinde birleştirmeyi, aynı pota içinde eritmeyi denemiş ve belirli bir süre başarılı da olmuştur.