Uluslararası siyasetin en temel yasalarından biri şöyledir: " Birbirine yakın her iki ülkenin, bir yıl içinde birbirlerine savaş açmalarına sebep olacak mantıklı bir senaryo mutlaka vardır."
… Sosyolog Karl Manheim "İnsan, cemiyetin sosyal ve tarihî yapısı hakkındaki en vâzıh görüşe, ya o cemiyet içinde yükselirken, ya da düşerken ulaşır" diyor. Gerçekten, tarihe ilginin arttığı çağlar genellikle cemiyetin süratli değişme içine girdiği, yani düşüş ve çıkışların çoğaldığı zamanlardır. Tarihçiler ve sosyologlar bu ilgiyi mantıkî bir yoruma bağlayarak gösteriyorlar ve bugünü anlamak için dünden nasıl gelindiğini görmemiz gerektiğini belirtiyorlar. Onların bütün gayreti geçmiş olayları inceleyerek ve bu olaylar arasında genelleme yapmaya müsaid bir sebeb-netice bağlantısı bulmaktır...
Nedensel akıl yürütmeye dair üç diğer tuhaflıktan da bahsetmek gerekir. İlki, insanların
sonuçtan sebebi bulmak yerine, sebepten sonucu bulmaya daha çok güvenmeleridir. Hangisinin –mavi gözlü bir kızın annesinin gözlerinin maviolmasının mı, mavi gözlü annenin kızının mavi gözlü olmasının mı– daha muhtemel olduğu sorulduğunda, her dört denekten üçü mavi gözlü
annenin kızının mavi gözlü olmasının daha muhtemel olduğunu düşünmüştür. Sebep sonuca
yol açtığından ve bu yüzden de daha kuvvetli gözüktüğünden, insanlar sonuçtan sebebi düşünmek yerine sebepten sonucu düşünmeyi
daha mantıklı bulma gibi yanlış bir eğilim gösteriyorlar.
Uluslararası arası siyasetin temel yasalarından biri şöyledir:
Birbirine yakın iki devletin bir yıl içinde birbirlerine savaş açmalarına sebep olacak mantıklı bir senaryo mutlaka vardır.