Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Mary Anning
Fosiller bitki ve hayvanların korunmuş kalıntılarıdır. 》Bugün artık var olmayan büyük hayvanların fosilleri bulundu. 》Geçmişte yeryüzünde çok farklı hayvanlar yaşadı. 19. yüzyılın başında yaşayan hayvanların kemiklerine benzemeyen fosilleşmiş büyük kemiklerin bulunması, birçok yeni soruyu gündeme getirdi. Sınıflandırma sistemlerinde nereye
Tehditkâr Black Ven'in dibinde çalışırken, önce falezin yüzünü tarıyor, hangi toprak parçasının en fazla umut vaad ettiğine karar vermeye uğraşıyordu. Derken, aniden gözüne bir şey takıldı. ... Falezin bu yüzünün derinlerinden omurlar, leğen kemikleri ve tek tek bir dizi kaburga kemiği çıkardılar. ... Bu yaratık timsaha değil, kaplumbağaya
Reklam
İlgimi çeken şey, Mary'nin bulmuş olduğu fosillerden çok, erkeklerin böylesine egemen olduğu bu alanda alt sınıflara mensup bu kadının silinmez bir iz bırakmış olmasıydı. 1823'te, plesiosaurus keşfinin ardından, belki de o zamanın en nüfuzlu bilim şahsiyeti olan GEORGES CUVİER'E başarıyla meydan okuması beni epey şaşırttı. Fakat en kayda değer husus, neredeyse hiçbir tanıdığımın, Mary Anning adını işitmemiş olmasıydı; Britanyalı arkadaslarım bile adını duymamıştı. Üstelik bu kadın, Londra Doğa Tarihi Müzesinin kendi internet sitesinde "bilinen en büyük fosil avcısı" olarak atıfta bulunduğu kişiydi.
Mary Anning (1799-1847)
Anning'in yaptığı katkılar sürekli üzerinin örtülmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. 1859'da, kırk yedi yaşında meme kanserinden ölmesinin üzerinden on iki yıl geçmişken, Charles Darwin Türlerin Kökeni'ni yayımladı. Eserde muhtemelen Anning'in tarih öncesine ait keşiflerinin de çok etkisi vardı. Kitabın akışı içinde, Anning ufak da olsa birkaç parlak atıfla anılmaktaydı. 1865'te Charles Dickens, editörlüğünü yaptığı All the Year Round dergisinde Anning'in yaşamıyla ilgili bir makale yazdı. Sonu şöyleydi: "Marangozun kızı kendine bir isim yaptı ve bunu da sonuna kadar hak etti."
Sayfa 73 - 2. Baskı: İstanbul, Şubat 2021 - Koç Üniversitesi Yayınları
Mary Anning
Cinsiyeti, aşağı toplumsal konumu ve dinsel ortodoksluktan uzak oluşu nedeniyle, yaşadığı dönemde çalışmaları fazla resmi kabul görmedi ve bir mektupta şunları söyledi: "Dünya beni nezaketsizce kullandı, korkarım beni herkesten kuşkulanır duruma getirdi."
Sayfa 117
Mary Anning: 1834 yılında bulunan iki balık türü belenatomus anninginae ve acrodus anninginea’ya başarılarından ötürü onurlandırmak üzere onun adı verildi. Bu iki balık türü 1834’te Jurassic sahilini ziyaret eden Louis Agaasiz tarafından bulunmuştu.
Sayfa 57 - Doğan Burda DergiKitabı okudu
Reklam
Mary Anning: Anning, sayesinde Jurassic sahili haritaya girdi.
Sayfa 57 - Doğan Burda DergiKitabı okudu
Mary Anning : Anning, pterozor dimorphodon iskeletini bulması dönüm noktası oldu. Böylece Prehistorik dönemde, birçok uçan sürüngen türü olduğu kanıtlanmış oldu. Bunlar 200 milyon yıl önce yaşamışlardı ve daha önce Almanya’da bulunan türlerden daha kısa kanatlı ve daha büyük kafalıydı. Bozulmamış ve bütün haldeki iskelet bilim insanlarının üzerinde çalışmasını sağladı. Ayrıca Anning’in bir squaloraya fosili bulması, deniz maymunu ile köpekbalığı arasındaki evrimsel boşluğu da doldurdu. Hem de Darwin’in ‘Türlerin Kökeni’ adlı eserinde yayınlanmasından yıllar önce.
Sayfa 57 - Doğan Burda DergiKitabı okudu
Mary Anning: Anning sık sık bu sahile gitmeye ve bulduklarını not etmeye başladı. 1821’de üç iskelet daha buldu ama iki yıl sonra bulduğu plesiozor iskeleti en etkileyici olandı. Bu o kadar önemliydi ki, bilim insanları 24 yaşında eğitimsiz bir kadının bunları bulduğuna ihtimal vermiyordu. O zamanlar son derece dindar olan halka göre ise bulunanlar, İncil’de yazılanlara aykırıydı. Daha sonra mürekkep balığı gibi mürekkep salgılayan belemnit adlı Prehistorik bir deniz hayvanı buldu. En önemlisi de 1828’de kazı yaparak pterozor iskeletini ulaştı. Bu yaptığı en büyük keşifti. Mary’nin bütün buldukları paleontoloji bilimine katkıda bulundu ve bilim insanları giderek daha fazla bu alanda ilgilendiler. Sıradan insanlar da dünyanın tarihini merak etmeye başladı. O zamana kadar üst sınıf erkeklerin uğraştığı bu bilim dalı, kadınlar için de ulaşılabilir bir hale geldi.
Sayfa 56 - Doğan Burda DergiKitabı okudu
Mary Anning (1799 - 1847): 1799’da yoksulluk içinde doğan Mary Anning resmî bir eğitim görmedi. Lyme Regis Dorset’in kıyı şeridinde yetişen Mary, erkek kardeşi Joseph ile amonoit fosilleri toplayarak, babasının sahildeki standında turistlere satıyordu. 1911’de Joseph’in kayalıklarda gömülü bir kafatası bulmasıyla hayatları değişti. Bütününün ortaya çıkması için kazı yapan kardeşler tam bir iskelete ulaştılar. Kendileri olduğunu bilmese de, bu bir deniz sürüngeni ihtiyozor iskeletiydi ve Triyasik döneme aitti. Çevrede bu konuda epey gürültü koptu ve cerrah Everard Horne, üç yıl sonra ihtiyozorlar üzerine bilimsel bir makale yazdı. Fosil, bölgedeki Jurassic sahilinden çıkmıştı dinazorlar döneminde buralar su altındaydı.
Sayfa 56 - Doğan Burda DergiKitabı okudu
Reklam
İLK KEŞİFLER İlk dinozorlar 1800’lerin başında İngiltere’de bulundu. Dev kertenkeleler oldukları düşünülüyordu, ancak Londra’daki Doğa Tarihi Müzesi’nin açılmasını sağlayan Richard Owen, bu kemiklerde farklı bir şey daha gördü. 1842’de, bunların yalnızca büyük kertenkeleler değil, kendi başlarına yeni bir hayvan grubu olduğunu açıkladı. Onlara devasa boyutları ve vahşi görünümleri nedeniyle “dinozor” adını verdi. Bu sözcük, eski Yunancada “korkunç kertenkeleler” anlamına geliyor. İlk keşiflerin çoğu, kendi kendini yetiştirmiş bir fosil avcısı olan Mary Anning adlı genç bir kadın tarafından yapıldı. Anning, ilk dinozor örneklerini henüz 12 yaşındayken bulmuştu. Ancak o dönemde İngiltere’de işçi sınıfından bir kadının bilimsel bir duyuru yapmasına izin verilmiyordu, bu yüzden dinozor araştırmalarına yaptığı büyük katkı bugün hâlâ gölgede kalmış durumda.
Mary Anning
Anning'in başarıları Lyme Regis'te de hiç saygı görmüyordu: komşularına göre Anning turistleri çeken bir cazibe odağından başka bir şey değildi. Anning Londra'dan genç bir arkadaşına gönderdiği mektupta şöyle yazıyordu: "Dostluğuna güvenmediğim için affına sığınıyorum. Hayat beni öyle sert ve anlayışsızca kullandı ki herkesten şüphe eder oldum." Yaşamını yoksul ve çoğunlukla yalnız geçirdi. Köpeği Tray bir heyelanda ölmüştü. Anning'in yaptığı katkılar sürekli üzerinin örtülmesi tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. 1859'da, kırk yedi yaşında meme kanserinden ölmesinin üzerinden on iki yıl geçmişken, Charles Darwin Türlerin Kökeni'ni yayımladı. Eserde muhtemelen Anning'in tarih öncesine ait keşiflerinin de çok etkisi vardı. Kitabın akışı içinde, Anning ufak da olsa birkaç parlak atıfla anılmaktaydı. 1865'te Charles Dickens, editörlüğünü yaptığı All the Year Round dergisinde Anning'in yaşamıyla ilgili bir makale yazdı. Sonu şöyleydi: "Marangozun kızı kendine bir isim yaptı ve bunu da sonuna kadar hak etti."
256 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
19.yy başlarında kadınlara doğuştan belirlenen kadere rağmen Mary Anning hiç pes etmeden hakkını almadığı halde sevdiği iş için hayatını adamış paleontolojiye çok büyük katkılar sağlamış. Jeologların Heleni denen bu güçlü kadının hayatını ve yaşadığı dönemi anlatan etkileyici bir kitap.
Fosil Avcısı
Fosil AvcısıShelley Emling · Alfa Yayınları · 202033 okunma
Mary Anning
1865'te Charles Dickens, editörlüğünü yaptığı All the Year Round dergisinde Anning'in yaşamıyla ilgili bir makale yazdı. Sonu şöyleydi: "Marangozun kızı kendine bir isim yaptı ve bunu da sonuna kadar hak etti."
Sayfa 73 - Koç Üniversitesi Yayınları
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.