Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evet mirim... En büyük delilik, sevda ve aşkttır. Ancak öyle bir delilik ki onsuz da olmaz.
"Yasak, ceza, kaçış, mazlumiyet, gurbet, kimsesizlik, çaresizlik ve kahrolası bir kader: Maceramın özeti budur..."
Reklam
Hepimizin yaraları var keke min e delal dedim. Biz derin yaraların çocuklarıyız, yaralarımız, bazen benim yaram gibi yüzde olur, bazen de senin ki gibi yürekte... Yaralarım... onlar, henüz her şeyden bihaber olduğum zamanlardan kalmadır, onları ne zaman aldım, hiç hatırlamıyorum.
Sayfa 192 - Kitap
''Bana gözlerini yurt eyle, mültecin olayım. Kendi adına bir kimlik çıkart. Ben biraz da sen olayım, Biraz da sende kalayım.''
Beklemek uzun bir sızıdır ömrümüze sardığımız...
Neden, bu kahrolası dünya her gün gözyaşlarıyla yıkanıp, yüreği yanıkların, çaresizlerin yakarışlarıyla, inlemeleriyle kurulanıyor. Niçin? "Öyle anlaşılıyor ki feleğin çarkı kırılmış; dünya hızla bir yerlere doğru yuvarlanıyor... ve biz de bu hıza yetişmek zorundayız... Niçin ama?"
Reklam
''Herkes kendi kimliğiyle, diliyle, diniyle doğar büyür ve yaşar. Bunda insanın suçu günahı ne?''
Evet, yaşlı insanlara, kadim şeylere ve ve seslere teslim olmak istiyordum..
İncecik, kıl gibi ince bir sızı Kevok'un yüreğinden çıkıp beynini deliyor. '' Rênas ''diyor Kevok fısıldar gibi hafif bir ninni söyler gibi. ''Rênas... Rênas.'' Rênas'ın gözleri kapalı, yüzüne kan bulaşmamış, ağzı gözü toz içinde, derin bir uykuda sanki. Yüzü sapasağlam uyumuş gibi, bir düş görmüş gibi, öyle sakin öyle huzurlu, öyle masum yatıyor.
"Toprağa düşecekler. Baz bunu biliyor, toprağa düşerken doğa türkülerini söylemeye devam edecek. Bu türküler kefenleri olacak, onları sarıp sarmalayacak."
Reklam
Manzarayı seyrediyor Kevok. '' Allahım! '' diyor, '' Bu doğadaki tuhaflığın mantığı ne? Şu doğaya bak,hem korkutucu hem de bu denli çekici, bu denli güzel...An geliyor canavarlaşıyor, her şeyi yutuyor,an geliyor bir anne oluyor, her şeyi şefkatle kucaklıyor. Demekki Newroz'u burada karşılamak vardı kısmette. Nasıl da yeni renklerini kuşanmış doğa, nasıl da dirilmiş böyle..Her şeyi önüne almış sürükleyen bu nehir, aylarca bekledikten sonra bütün görkemiyle yeryüzüne çıkan bu çiçekler, yeşeren çimen ,gür otlar...Hepsinin üstüne bu bin bir dilden bin bir türkü söyleyerek ötüşen kuşlar...Her şey sonsuz bir özgürlük içinde ''
Çünkü aşk, umutsuz ve çaresizlerin düşüdür. Çünkü aşk, güçlüklerle yüz-yüze yaşayan insanların düşüdür.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.