Fakültede Fuad Köprülü okuyunca yeni bir dünya keşfetmiş gibi oldum. Kendi kendime "aradığım bu" dedim, çok beğendim onun tarzını. Bana göre haklı veya haksız ona tevcih edilen bütün eleştirilere, kendisinin etrafındaki yakınlarındaki insanlarla ilişkilerinde ki bütün bencilliğine ve tutarsızlıklara, pek de dürüst olmayan davranışlarına rağmen Türk tarihçiliğinde Fuat Köprülü'nün yeri doldurulabilecek bir yer değildir.
(...) Çok zor meselelere el atıp o zamana kadar kimsenin bilmediği, kullanmadığı kaynakları kullanarak ortaya mükemmel kitap ve makaleler koyabilmek, yerli yabancı pek çok meslektaşının gözünü açmak öyle sadece çalışmakla yapılabilecek bir şey değildir. Doğuştan gelen bir kabiliyet ve sezgiye ihtiyaç gösterir. Çalışmak bana göre bütün bunlardan sonra gelir. Bu kabiliyet ve sezgiye sahip olmazsınız ne kadar çalışırsanız çalışınız isterse piyanosu olan bir evde (!) büyüyün, çok ileri gidemezsiniz.
(...)
Ne diyorsun, kulaklarım eskisi kadar işitmiyor artık,
biraz yüksek sesle konuş. Evet, evet IŞİD denilen bela da bu işte.
Kanlı toprakların, kanlı teşkilatı.
Hüseyin’i de onlar vurdu zaten.
Heyecanlanma, hepsini anlatacağım sana ama yavaş yavaş.
Acele yok. Erişir menzili maksuda aheste giden, evladım.
Mehmet’in arkadaşlarından