" E , sonbahar bu...Artık bu kadar letafet ve hararet verdikten sonra ! Eylülden daha ne beklenir? Eylül , malum ya , hüzün ve matem ayıdır. " O zaman Suat' ta hayatının şu devresi kendi ömrünün, kendi kadınlık hayatının eylülü gibi geldi .Eylül...
Sayfa 217Kitabı okudu
Evet, Suat… Şimdi onsuzluktan mahzunken bu düşünce, onu sevindirmek, onun sizi beklediğini, şimdi fikren sizinle beraber olduğunu, her an yanınızda hissettiğinizi bilmek, hissetmek, yanınızda görmek… bu mahzunluğa sonsuz bir lezzet veriyor, sevilen için çekilen acılardaki bir gam zerresiyle karışık hoş bir mestlik haline getiriyor, zaman geçtikçe bir hüzün kadar tatlılaşıyordu.
Sayfa 26 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
“Bir milletin edebiyatı, millî ruhu ve millî hayatı göstermek için en samimi bir ayna sayılabilir.”
Gözümün önüne, Nuruosmaniyedeki ikbal kıraathanesiyle, Sultanahmedin parka bakan setli kahveleri geliyor. Kışın, birincisine çıkardık, yazın ikincisine. İran edebiyatının sayılı hocalarından Tahir Nadi efendi, orada bağdaş ku­rar, nargilesini tokurdatırdı. Haşan Saka, Halil Nihat Boz- tepe orada bilardo oynarlardı. Yahya Kemal ile orada ko­nuşurduk. Fuat Köprülü, Hamamizade İhsan, Orhan Seyfi, Enis Behiç buralara gelirlerdi. Hiçbir mektep, hiçbir kitap, hiçbir muallim, bana bu iki kahvede öğrendikleri­mi öğretmemiştir. Oradan evimize, her akşam, mutlaka yeni bir bilgi ile dönerdik: Bir gün, Baki’nin yeni bir beyti keşfedilirdi...
"Suat, 'Aman biraz da buradan' dedi. Bu yol Tokat'a gidiyordu.
Evliya Çelebi’nin anlatısına göre; “Fatih Sultan Mehmed, Beykoz civarında avlanırken Mahmud Paşa’nın Tokat’ı fethettiği haberini alır ve hemen buraya bir bahçe yapın, adı da ‘Tokat’ olsun” der.Kitabı okudu
Bu kadar içten ve ciddi bir aşk, her kadının kalbinde uyuklayan derin ve seçkin bir aşkla saygınlık arzusunu o kadar temiz ve kuvvetle tatmin ediyordu ki, Suat korkuyla karışık sevince boğuluyordu.
Sayfa 175Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 391 ile 400 arasındakiler gösteriliyor.